Baskın Yönetici, Pasif Yönetici

Çalışma hayatımda pek çok yönetici ile çalışma fırsatım oldu. Sonradan geriye dönüp baktığımda, aslında iki tip yönetici ile çalışmışım. Baskın ve Pasif Yönetici.

İkl yönetim tarzının da ekibi ve şirketi için avantajları ve dezavantajları var.

Baskın Yönetici: Karar almada istekli ve kolaylıkla karar alabiliyor. Ekip için süper. İşler sürüncemede kalmıyor ve akıyor. Eğer alınan kararların ekseriyeti doğru kararlar ise şirket başarıya hızla ilerliyor. Ekip bir risk taşımıyor çünkü riski olsun olmasın tüm kararları verecek, kendisine giderek güveni artan bir yöneticileri var ve onlara düşen sadece alınan kararları uygulamak.

Bu tarz yönetici hem kişilik hem de iş yapış şekli nedenleriyle baskın ekip arkadaşları ile çalışamıyor. Bu tarz kişiler ya çatışma ile ya da istediklerini yapabilme imkanı bulamadıkları için ekibi terk ediyorlar.

İyi tarafı işler ve kararlar hızla yürüyor. Kötü kısmı tek kişilik karar alma mekanizmasından dolayı hatalar daha sık yapılabiliyor ve yönetim tarzı ekibi tembelliğe itiyor veya ekip tembellerden, risk almaktan korkanlardan oluşuyor.

Pasif Yönetici: Ben kendimi en çok pasif yöneticilerle çalışırken geliştirdiğime inanıyorum. Doğada hiçbir şey boş kalmıyor. Eğer yönetici pasif ise hemen alt ekip daha baskın, girişimci kişilerle doluyor. Ekibe bol alan kalıyor. Eğer ekip doğru, bilgili ve yönetici ile her koşulda uyumlu çalışacak kişilerden oluşuyorsa süper… Kendi konusuna hakim uzmanlar, kendi alanlarını diledikleri gibi şekillendiriyorlar.

Kötü tarafı, alt ekiplerde farklı baskın karakterler çatışmaya başlıyorlar ve yönetici bu nokta da pasifliğini koruyorsa, şirketin genel gidişi ibreyi aşağı çeviriyor. Şirket genelini ilgilendiren konularda karar alınamıyor. Veya yavaş alınıyor.

Doğrusu mu? Şirket için en doğrusu, yetkin bir ekibe sahip gerektiğinde baskın ve gerektiğinde pasif olabilen yöneticilerle yönetilmesi. Hem öğretici, hem geliştirici ve hem de başarıya koşan bir şirket haline gelebilmek.

Rakibinizin Müşterisine Ne Kadar İyi Servis Sağlarsınız?

Trafik sigortalarında mevcut sistem, kusurlu aracın sigorta şirketinin, karşı tarafın yani rakip şirketin müşterisine hizmet vermesi asası ile çalışıyor. Sizin servis sağladığınız müşteri, aslında sizin değil.

01.04.2013 tarihli Kasko Genel Şartları ile sigorta şirketlerinin; müşterilerine sunacakları ürün içeriğinde, aracın hangi servise gidebileceğini, ne tür parça (orijinal, muadil vb. gibi) kullanacaklarını, varsa muafiyetler vb. gibi detayları poliçede açıkça beyan etmeleri gerekiyor. Benzer bir düzenleme, trafik poliçelerinde yok. Bu durumda, kusurlu tarafın sigorta şirketi karşı tarafın hasarını minimum maliyetle ve hizmet kalitesi gözetmeksizin tamir ettirmeyi hedefleyecektir.

Peki ne yapmak lazım?

Çözümlerden bir tanesi “Doğrudan Tazmin” yöntemi. Bu yöntem ile hasar sonrası herkes kendi trafik poliçesinin ait olduğu sigorta şirketine başvuruyor. Aynı kasko sistemi gibi, her sigorta şirketi kendi müşterisini memnun etmek üzere en iyi hizmeti vermeye çalışıyor. Kendi müşterisinin hasarını azami müşteri memnuniyeti ve/fakat olabildiğince tasarruf ile sağlamaya çalışıyorlar. Daha sonra sigorta şirketleri kendi aralarında kurulan bir takas merkezi üzerinden, kusur oranına göre birbirleri ile mahsuplaşıyorlar.

Mahsuplaşma kaza başına fiks bir ücret ile yapılıyor. Örnek 1.500 TL. Sigorta şirketleri eğer kendi müşterilerinin hasarlarını ortalama 1.500 TL altında tamir ettirebiliyorlarsa kazançlı, üzerinde bir ortalama maliyet ile tamir ettiriyorlarsa zararlı çıkıyorlar. Ancak, tasarruf ederken kritik çizgi, kendi müşteri memnuniyetinden taviz vermemek.

Pek çok Avrupa ülkesinde uygulanan bu sisteme geçiş için TSB (Türkiye Sigorta Birliği) bünyesinde çalışmalar, hazırlıklar yapıldığını biliyoruz. Şirketlerin dikkat etmeleri gereken bir diğer husus ise trafik portföylerinin büyüklüğü.

Müşteri için iyi gözüküyor. Bakalım zaman ne gösterecek ve sistem nasıl gelişecek?

Trafikte Kar’ı Paylaşalım mı?

Kaskoda yenilikler oluyor.

01.04.2013 tarihli yeni Kasko Genel Şartları ile kasko sigortası uygulamasında aşağıdaki ürün isimleri altında ve içeriklerinde teminat verilmesi öngörülmektedir.

Dar Kasko, Kasko, Genişletilmiş Kasko ve Tam Kasko.

Uygulamaya geçiş süresinin yakınlığından sigorta şirketleri ilk etapta ürün çeşitlemesine gidememiş ve mevcut ürünlerini ufak revizyonlarla “Genişletilmiş Kasko” ürünü olarak devam ettirmişlerdir.

Geçen zaman içinde, Maphre Genel Sigorta’nın “Kaskojet” ve Axa Sigorta’nın Mavi Kasko ve Lacivert Kasko ürünleri ile yeni Genel Şartların belirlediği içerikte ilk ürünler pazara sunulmuştur. Başka bazı şirketlerin de yeni ürün hazırlıklarını sürdürdükleri bilinmektedir.

Ayrıca, markalı kaskolarda da gelecek dönemde yaygınlaşma beklenmektedir.

Bu ürünlerin içeriklerinde, sektörümüz için bazı yenilikler  bulunmaktadır. Poliçede belirtilmek kaydı ile hasarların sadece belirli bir hasar servisi veya servis zinciri (yetkili servis, anlaşmalı yetkili servis, özel servis veya anlaşmalı özel servis) tarafından onarılması, bence en çarpıcı yeniliklerdir.

Böylece üründe ve fiyatta farklılaşmalar çoğalacaktır.

Pek çoğu aynı zamanda sigorta acentesi de olan oto plazalarının bünyelerinde mevcut servislerin hasarlı araç müşterilerinin büyük kısmı sigortası bulunan müşterilerdir. Oto plazalarında araç satış kar marjının düşmesi, gelirlerin satış sonrasından elde edilmesine yönlendirmekte ve de servise gelen araçlarda onarımdan çok, parça değişikliklerine gidilmektedir. Bu durum sigorta şirketlerinin maliyetlerini ciddi oranda artırmaktadır.

Yetkili servislerin hele ki aynı zamanda sigorta acenteliği de varsa, yedek parça fiyatlarında sigorta şirketlerine iskonto yapmak istememeleri, onarım yerine parça değişikliğini öne çıkartmaları yan yana geldiğinde sigorta şirketlerinin maliyetleri iyice artmaktadır.

Yeni Genel Şartlara uygun, sadece belirli servis ağlarının kullanılmasını öngören hasar hizmeti, sigorta şirketlerinin yetkili servislerdeki onarıma nazaran, daha az maliyet ile çalışmalarını sağlayacak; kasko branşındaki senelerdir devam eden zararların azaltılması veya giderilmesi ile sonuçlanacak ve başta müşteri maliyetlerine olmak üzere sektörün tüm oyuncularına olumlu etkisi olacaktır.

Benzer bir düzenleme umarım ve dilerim ki Trafik Genel Şartlarında yapılacak değişiklikle, trafik poliçeleri için de gerçekleştirilir. Trafik poliçelerinde size ait olmayan bir müşteriyi yetkili servisler yerine özel hasar servislerine yönlendirebilmek ve/veya yetkili servislerden parça fiyatlarında %25-30’lara varan iskontolar sağlanabilmesi, sektörün bu branştaki kan kaybını gidermeye yardımcı olacaktır.

Bu durumdan sigorta şirketleri ile birlikte vatandaş ta faydalanacaktır.

Geri Adım Atabilmek

Gerektiğinde geriye çekilmeyi bilmek, yöneticiler için önemli bir meziyettir.

Bu konuda benim en beğendiğim yönetici, siyasetçi merhum Turgut Özal’dı.

Ne zaman toplumdan bir tepki yükselse, gerilim artsa öyle bir anda geri adım atardı ki hem toplum tatmin olur, hem de farkında mıydı bilmem ama liderliği güçlenirdi.

Bir Emek Sineması’nda, bir Gezi Parkı’nda geri adım atmak bu kadar zor olabilir mi? Gerektiğinde geri adım atmak liderliği zedeler mi? Güçlendirir mi?