Kur Artışının Sigorta Şirketlerine Etkileri

1998, 2001, 2008 benim sigorta sektöründe görev alırken, hatırladığım ekonomik dalgalanma yılları. Özellikle kurlarda ani dalgalanmaların sigorta şirketlerine etkilerini yaşadığımız dönemler.

Benim tecrübelerime göre; döviz kurlarının ani yükselmesi sigorta şirketlerinin bilançolarına şu şekillerde yansıyor:

İlk etki, sektörün neredeyse %50’sini oluşturan motor (kasko-trafik) branşı hasarlarında yaşanıyor. Araç parça bedelleri, yükselen kurlar ile birlikte hemen artıyor. Aynı aracı daha önce 100 TL’ne onarabiliyor iken, kurdaki artış oranında parça fiyatları artıyor. Artan parça fiyatları üzerinden KDV tutarları da artıyor. Kurdaki artış etkisi yakın dönemde  açılmış ancak henüz ödenmemiş hasarları da kapsıyor.

Hasara konu poliçelerin büyük kısmı geçmiş dönemde yazılmış poliçeler ve dönem sonuna kadar kur artışındaki negatif etkiyi, aynı hızla primlere yansıtabilmek mümkün değil.

Yani bilançonun en büyük kalemlerinden hasarlarda anında artış başlıyor.

Yeni yazılan  işler, döviz cinsinden veya dövize endeksli poliçe ise TL cinsinden prim artışları otomatik gerçekleşiyor. Ancak, yazılan primleri, 1/24 esasına göre muhasebeleştirebiliyor, gelir yazabiliyoruz.

Kurlardaki artışın prim artışına etkisini orta ve uzun dönemde görebiliyoruz.

Sigorta şirketlerinin bir diğer önemli gider kalemi, reasürans ödemeleri.

  • Reasürans treteleri (anlaşmaları) bölüşmeli ise etkisi nispeten pozitif olabilir. Çünkü hasar giderlerindeki artış anında devredilebiliyor. Ve fakat motor (kasko-trafik) branşında bölüşmeli treteye sahip şirket sayısı, bir elin parmaklarını geçmez.
  • Diğer branşlarda bölüşmeli trete var ise, hasar anında reasürörle döviz olarak paylaşılacağından, olumlu etkisi olacaktır.

Şirketlerimizin pek çoğu reasürans şirketleri ile bölüşmesiz, genellikle  Excess of Loss (XL) anlaşmaları ile çalışırlar.  Bu anlaşmalar gereğide ödemeler belirli dönemlerde döviz cinsinden yapılırlar. İşte bu noktada, henüz ödemesi yapılmamış kalan taksitler için bir kur farkı zararı ortaya çıkacaktır.

Sigorta şirketleri sadece poliçe üreten değil, aynı  zamanda fon yaratan (yaratması beklenen) şirketlerdir. Bu fonların getirileri de (mali gelir), önemli bir gelir kalemidir. Her ne kadar faizlerin tek haneye düşmesi ile Türkiye’de mali gelirler eski parlak günlerinden uzaklaşsa da, halen şirketlerin önemli bir gelir kalemidir.

Şirket fonları içerisinde döviz veya dövize endeksli bonoların ne oranda yer aldığı da, ani kur artışlarında şirketlerin gelirlerini etkiler.

Toplam bilanço olarak bakıldığında, dövizli yükümlülükler ile dövizli aktiflerin, iyi yönetilen bir şirkette birbirlerine yakın tutarda olması veya eğer yükümlülükler fazla ise “hedge” yapılarak döviz dengesinin korunması beklenir ki Türkiye gibi, dönem dönem döviz kurlarında oynamaların yaşandığı ülkelerde, ani ve taşınması zor kur giderleri yaşanmasın.

Dövizdeki artışın diğer giderlere de zaman içinde etkileri olacaktır. Kira, enerji, yol giderleri, ithal/dış kaynaklı software ve hardware, sarf malzemeleri gibi.

Türkiye’de faaliyette bulunan şirketlerin büyük bir kısmı uluslararası sigorta gruplarına aittir ve kar-zararları döviz cinsinden, ilgili kuruma konsolide edilmektedir. TL cinsinden kar eden şirketlerin gruplarına döviz cinsinden katkıları ve/veya eğer zarar ediliyorsa döviz cinsinden zararları, daha düşük ölçekte gerçekleşecektir.

“Kur Artışının Sigorta Şirketlerine Etkileri” için bir yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir