Sektörde Vitrin Değişikliği Zamanı

Ekonomide bugünün ışıldayan Şirketlerine baktığımızda, hepsinin ortak özelliklerinin:

-yenilikçi,
-yaratıcılığa önem veren ve bütçe ayıran,
-gençlere yatırım yapan,
-teknoloji ile barışık,

olduklarını gözlemliyoruz.

Sigorta Sektörü’nün de bir Vitrin Değişikliğine gitme zamanı geldi. Sektöre bizden önce başlayanların bizlere aktardıklarını sürdürerek, 10 sene, 20 sene öncenin kurallarına göre hareket ederek, başarıyı yakalama şansımız kalmadı.

Yenilikleri arayalım. Yaratıcılığa para ayıralım, destek verelim. Bilinmeyeni, yeni fikri cesurca deneyelim. Organizasyon içerisinde deneyenleri cesaretlendirelim.

Türkiye de yaşamış bir Fransız dostum bana; “Türklerin adaptasyon kabiliyeti çok yüksek, ama yaratıcılıkları yok demişti.”

O gün bugündür bu yorumun üzerinde düşünüyorum.

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti adında bir Devlet olduğuna göre, tarih boyunca yeniliklere çok hızla adapte olabilmiş bir toplumumuz var demektir. Değişemeyen, evrimleşemiyor ve belirli zaman sonra da yok oluyor. Demek ki değişebiliyoruz. Hem de çok hızla…

Son dönemde özellikle sosyal medya alanındaki gelişmelere bakıyorum. Genelde hep takipçi ve taklitçi gidiyoruz.

Facebook gibi bir yenilik neden Türkiye den çıkmaz? Başarılı gördüğümüz alış-veriş siteleri yurt dışı uygulamaların taklitleri değilmi dir?

DNA mıdır? Eğitim Sistemi midir? Kültür müdür?

İyi yaptıklarımızı yapmaya devam ederken, yapamadıklarımızı da yapabilir hale gelsek iyi olmaz mı?

Nereden başlasak diye düşününcede; “herkes kendi bildiği alanda yeniliği aramalı” cevabı aklıma geliyor.

Bulduğum çözümlerden birisi; organizasyonların katı hiyerarşik yapısından kurtulup, görüşlerin daha fazla ifade edilebildiği, daha yatay organizasyonlara dönmenin faydalı olacağı yönünde.

Ben; Kurumların değil, başındaki kişilerin kültürleri olduğuna inanıyorum. Hiyerarşinin tepesindeki kişinin sadece geçmişten kalan, alaylı yaklaşımlarla süregiden yönetim ve iş yapış tarzlarına biraz da gençlik aşısı katabilmemiz lazım.

Yenilikçi gençlere şans tanımalı ve tecrübe ile yaratıcılığı harmanlamalıyız.

Eğitim sistemi de olanı anlatmanın yanı sıra, nasıl daha iyi olabileceğini sorgulamaya dönük yeni bir yaklaşımla düzenlenmeli mi?

Sigorta Sektöründe de gençlere, yeni fikirlere, daha fazla kapımızı açacak yöntemlere izin versek ve hatta bunlar için bütçe ayırsak? 10 yanlış denemeden 1-2 tanesi başarılı olsa, şirketlere ilave bir rekabet avantajı sağlamaz mı?

Sağlıyor biz denedik….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir