“Bir Daha Çal Sam” Ama Casablanka da Değil, Marrakech de…

Değişik bir gezi yapmak istedik. THY ofisine gittik. Schengen Vizelerimizin süresi dolmuştu, üstelik 1 hafta süremiz vardı. Vize uygulanmayan bir ülke olsun, uzak olmasın, değişik olsun, dedik.

Ve Fas’a gitmeye karar verdik.

THY nin direkt uçuşu ile Cumartesi Sabah yola çıktık. 4 saat uçak yolculuğu yaptık. Türkiye’ye göre 3 saat geriden gelen saat farkı olduğu için de neredeyse İstanbul’dan uçağa bindiğimiz saatte, (yerel saatle) Casablanka da uçaktan indik.

İlk Afrika seyahatimizdi.

Gitmeden önce Ramazan ayının son 3 günü, Fas ta yaşam nasıldır? Ne giyilir? Nerede yenilir? Nerede kalınır? diye araştırdık? (Bu konuda en fazla bilgiyi internette İngilizce bulabiliyorsunuz.)

www.booking.com adresinden otelimizi seçtik. Kriterimiz, otelin anlattıklarından çok, ziyaretçilerin yorumlarıydı. Bu siteden hem otelle ilgili yaptığımız işlemler çok iyi çalıştı, hem de otel yorumlarda anlatıldığı gibiydi.

Kuzey batı Afrika’da yer alan Fas’ın nüfusu yaklaşık 32 mio kişi. Fas’ın, “Magrip ülkesi” şeklinde çevrilen arapça adı, Güneşin Battığı yer anlamına geliyormuş.

Fransız kültüründen çok etkilenmiş. Herkes Fransızca biliyor ve günlük hayatlarında kullanıyorlar.

Sonraki ziyaretçiler için şimdiden söyleyelim, Jean pantolon’dan-kara çarşafa kadar hemen her türlü kıyafet giyiliyor.

Kendilerine özgü mutfaklarının yanı sıra, Farklı ülke mutfaklarından oluşan bir yemek kültürleri var. (Fiyatlar aynı standartta İstanbul restaurant’larından %50 daha ucuz.)

Demiryolu sistemi gelişmiş ve ucuz.

Para birimleri: Dirhem. 100 EUR= 1.100 Dirhem.

İnsanları sıcakkanlı, Türkiye’den gelenlere sempatikler. Televizyonda Haftanın 5 günü “Kurtlar Vadisi dizisi” yayınlanıyormuş.

Casablanca:

Casablanca ismi bize tanıdık gelmişti. Meşhur filmdeki replik “Bir daha çal Sam” ‘i o kadar yaşlı olmasakta:)) biz de biliyorduk.

Ama şehir bizim için tam bir hayal kırıklığı oldu.

Atlantik okyanusuna kıyı bir şehir. Kıyıda Dünya’nın en uzun minareli ve süper bir işçilik ile inşaa edilmiş “Hasan V. Cami” ve fotoğraf meraklıları için limanda toplanmış balıkçı teknelerinin verdiği, muhteşem görüntü dışında şehir çok bakımsız. Kötü kokuyor.

Eski şehire kokudan girilmiyor. Esnaf fazla ısrarcı. Hediyelikler bakılacak gibi değil.

Önerim: Eğer THY ile gidecekseniz, İstanbul’dan Casablanca’ya direk uçuş yaptıktan sonra hemen başka bir vasıta ile uzaklaşın:))

Marrakech:

Ertesi gün, Casablanka dan Marrakech e 3 saatlik keyifli bir tren yolculuğu yaptık.

İşte beklediğimiz Fas buradaydı. Umulmadık derecede yeşildi. Geniş caddeleri vardı. Temizdi. Bütün binalar kiremit rengine boyanmıştı. Arap Mimarisi ne demek hemen görülebiliyordu. Hem huzur, sessizlik, oryantal. Hem çağdaşlık, eğlence, kalabalık vardı.

Şehrin meydanında; geleneksel yılan oynatıcılarından, devasa palmiye ağaçlarına, kubbeli ev mimarisinden, geleneksel arap ve bedevi giyim kuşamına kadar bulmayı umduğumuz güzelliklerdi. Çok güzel bir şehir. Faytonlarla şehir turunu şiddetle öneriyorum.

Kısaca Casablanca değil ama Marrakech e gidin.

Bu arada anlatılanlara göre Çöl ve Fes de çok güzelmiş.

Not: Taksicilere dikkat:) Yabancıların parasını taksimetredekinden fazla almak için çok gayretliler.
Bir de: Casablanca Havaalanında uçağa verdiğiniz valizden değerli eşyalar gidebiliyor. Güneş gözlüğü gibi.:)) seyahat süresince valizlerinizi kilitleyin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir