Müfettiş olarak çalışmaya başladığım ilk yıllarda (1993) Banka Muhasebesini, (Genel Müdürlük/Şube) aşağı yukarı herkes biliyordu. Bilmek zorundaydı; çünkü muhasebe elle tutuluyordu.
Sonra devreye yeni software çözümleri girdi. Artık muhasebe sistemden akmaya başladı. Yeni başlayan çalışanlara, muhasebe adımları yerine, o işlemi yapan menüler öğretilmeye başlandı. Örneğin; kasadan tahsilat yapılacaksa “T1”, Ödeme yapılacaksa “Ö1” gibi. Bu menüler işlemleri çok hızlandırdı. Ancak, zaman içerisinde muhasebeyi sadece, muhasebe ile uğraşanlar öğrenir/bilir hale geldi.
Aradan neredeyse 20 sene geçti. Hayatımızın her alanına programlar, software çözümleri girdi. Bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı. Fakat, sadece “mevcut bilgiye” ulaşmak çok kolaylaşırken, işlerin özü de unutulur oldu. Her şeyimiz internet, software oldu.
Pek çok kazanımımız olurken, acaba işlerin özünü unutur mu olduk? Okullarımızda internet dersleri verilirken “menüler mi öğretiliyor?/öğretilecek?”
O işin nasıl yapıldığının özünü bilmek sadece Bilgi İşlem aracılığı ile mi gerçekleşebilecek?
Peki bir gün internete ulaşamazsak ne olacak? Ya da acaba sadece bize verilen bilgilerle mi sınırlı kalacağız? Ya da bir gün; bugün kolayca ulaştığımız bilgilere bir bedel karşılığı ulaşmak zorunda bırakılırsak ne olacak?
Her ne kadar çağın değiştiğini, geliştiğini düşünüyorsak ta; bilgi kaynaklarının sınırları içinde ve de sadece bedel ile ulaşmak zorunda kalabileceğimiz günleri düşünerek, acaba kağıdı, kitabı kullanmaya, yeni bilgilerimizi de kitaplara-kağıtlara aktarmaya devam mı etsek? Yoksa düzenli olarak bugün ulaşabildiğimiz bilgileri, “Hard Disklere” back-up mı alsak?
Çok mu şüpheci bir yaklaşım bu?
Eski bir müfettiş olarak söylediğinize yürekten katılıyorum. Şimdiki bilgiler sadece hard disk ve sistemlerde. Dolayısıyla yeni yetme gençler ve yöneticiler ne haldeler siz tahmin edin.
Saygılarımla