İçerisinde bankanın da bulunduğu finansal gruplar bünyesinde yer alan sigorta şirketlerinin ve çalışanlarının maruz kaldıkları/kalabilecekleri “Küçük Kardeş” muamelesi sigortacılar tarafından kabul edilemez/edilmemelidir.
Bankacıların, 80’li 90 lı yıllarda ki yüksek karlı dönemlerinde, sigorta şirketlerine bakışı/yaklaşımı büyük ağabey yaklaşımıdır.
Faaliyette bulunduğunuz binanın seçiminden, IT çözümünüze; bankacıların kariyer basamağı sayılmaktan, çalışanların ücret artışlarına kadar, pek çok alanda “Sigorta Şirketi Küçük Kardeş’tir” ve Bankacılara göre, sigortacılar kendileri için takdir edilene razı olmalıdır.
Oysa, “Faiz Gelirlerinin” yerini “Faiz Dışı Gelirlere” bırakmaya başladığı tarihten bu yana, Bankaların en önemli gelir kalemlerinden birisi “Sigorta Komisyon Gelirleridir” ve şüphe yok ki önümüzdeki dönem daha da önemli hale gelecektir.
Belki de, başka hiçbir finansal iştirakin yaratamadığı komisyon gelirinin elde edilmesini sağlayan sigortacılık faaliyetlerinde, bugüne kadar elde edilen kazanç, önümüzdeki 10 yıllık dönemde 3 kat daha büyümesi beklenen sektörün potansiyel getirileri yanında, az bile kalır.
Üstelik; sigortacılık faaliyetleri sadece komisyon yaratmamıştır. 2007 yılından bu yana gerçekleştirilen gerek sigorta şirketi satışları ve gerekse Dağıtım Kanalı satışlarından elde edilen gelirler 4-5 milyar dolara ulaşmıştır.
Geçmişten (80-90 lı yıllar) kaldığını düşündüğüm veya sektörün “karlılık sorununu şimdilik çözememesi” nedeniyle, devam eden bu alışkanlığın sonlanması gerekir.
…
Sigortacılar için Bankalar, çalıştıkları güçlü bir dağıtım kanalı ve aynı grubun eşit bir şirketidir.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrasında daha da güçlenecek Sigortacılık sektörü, Finans Sektörünün büyük ve özgün oyuncularından birisi olmaya devam edecek, Gelişmiş ülkelerdeki benzerlerinin yaptıkları gibi, karsızlık sorununu kısa zamanda halledecek ve ekonomide ve ilişkilerde istenen ağırlığı elde edeceklerdir.
Benim hiç şüphem yok.