Dün, Sigortacı Gazetesi tarafından düzenlenen “Sigortacılığın Geleceğinde Dağıtım Kanalları” konulu panele katıldım.
Panel doğru konuda ve doğru zamanda düzenlenmişti, organizatörlerine ben de teşekkür ediyorum.
Panelin katılımcıları da sektörün farklı oyuncularının temsilcileri idi.
Konuşmacılar, genellikle “panelin konusuna paralel” konulardan ziyade, temsil ettikleri sigorta grubunun görüş ve sıkıntılarını dile getirdi.
Dağıtım kanallarının geleceğinin nasıl şekilleneceğine dair en doyurucu yorumlar, bir kısmına katılmasam da, bir Sigorta şirketimiz Genel Müdürü tarafından yapıldı.
…
Konuşmacıların dile getirdikleri bazı hususlarda benim de söyleyeceklerim var.
-İnternet sigortacılığına ilişkin panel izleyicilerinden birisi tarafından yapılan yorumda;
“2001 den beri Türkiye de internet sigortacılığı yapılıyor ama müşteriler bu sitelere girip fiyat karşılaştırıyorlar ve sonra gelip acentesinden poliçesini bu fiyata yapmasını talep ediyorlar, biz de çalıştığımız sigorta şirketlerine dönüyoruz, onları bu fiyata poliçe yapmaya zorluyoruz, böylece fiyat rekabeti oluyor.”
ifadesi kullanıldı.
İnternet ve call center aracılığı ile satışı işinde yaklaşık 6 aydır yer alan bir oyuncu olarak, edindiğim hiçbir tecrübe bu görüşü desteklemiyor. Üstelik, bu tür karşılaştırma platformları artık hayatımızın her alanında var.
Beyaz eşya satışında, turizm acenteliğinde, uçak bileti satışında vb. gibi.
…
Siz hiç şöyle bir örnek duydunuz mu?
Örnek: Teknosa’da x marka buzdolabı daha ucuz diye, bir Beyaz Eşya bayii’nin genel merkezden buzdolabı fiyatında indirim talep ettiğini ve bu tarz talepler nedeniyle sektörde fiyat rekabeti olduğunun iddaa edildiğini…
Bu olsa olsa, söylem olarak, internet sigortacılığına karşı çıkmak için uydurulmuş, sigorta şirketlerini ve fiyatlama politikalarını basite alan bir yaklaşım olabilir. Eğer gerçekten böyle bir durum varsa, zaten yanlış bir sektörde veya yanlış yöneticilerle çalışılıyor.
…
Panelistlerden bir tanesi tarafından; “İngiltere’de internet sigortacılığının motor branşında %50 pazar payına ulaştığı” bilgisi verildi.
Biz de böyle sanıyorduk ancak, İngiltere’de pazar lideri oyuncularla yaptığımız görüşmelerde 2010 sonu itibari ile bu oranın %70’e ulaştığı bize ifade edildi. (%70= Sigorta Direkt, Sigorta Brokerlarının internet siteleri ve Aggregator’lerin satışına aracılık ettikleri satışların oranı)
…
Bir başka söylem de: “İnternet sigortacılığının Avrupa’da sadece İngiltere’de ve Hollanda’da başarılı olduğu” söylemi idi.
Şubat 2012 de yaptığımız bir görüşmede;
Söz konusu ülkelerde yatırımı olan bir İngiliz Firma’nın yetkilileri; İnternet Sigortacılığının bilinenin aksine İspanya, İtalya ve Almanya’da da katlanarak büyüdüğünü söylediler.
Kaldı ki, Avrupa’da sadece İngiltere ve Hollanda’da başarılı olmuş bir modelin Türkiye’de başarı şansı nedir? diye baktığımızda;
ComScore tarafından, Haziran 2011 verilerine istinaden yapılan çalışma sonuçlarına göre, Avrupa’da, Ziyaretçi başına internette geçirilen süre kriterine göre, ilk 3 ülke hangileridir?
1. 34 saat ile Hollanda,
2. 33 saat ile İngiltere
3. 31.1 saat ile Türkiye. (Bakınız: http://www.ertugrulbul.com/sigorta-dukkanim-brokerlik-lisanslarini-aldi )
…
Bence “Sigortacılığın Geleceğinde Dağıtım Kanalları” konusuna verilecek yanıt çok net ve herkes farkında ama, dile getirmede zamana oynanıyor. Bu arada geleceği, trendi gören pek çok sigorta aracısı (Acente-Broker) internet Dünyası’nda ne yapabilirim telaşında.
Google’da “kasko” kelimesini, yılda 6 milyon defa arandığı gibi, arayında bakın…