Türkiye’de; Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde başlayan sigortacılık, bilinen usullerle, biraz da “alaylı” şekilde 2010’lı yıllara kadar geldi.
Bakmayın, son yıllarda Sigorta Sektörü’nde yaşanan karsızlık söylemlerine. Aslında operasyonel (teknik) kar edememe durumu, çok uzun yıllardır, neredeyse 20 yıldır devam ediyor. 1990 lı yılların 2. yarısında yüksek mali getiriler, karsızlığı, faizlerin düştüğü yakın zamanlara kadar gizledi.
Suçlu olarak hep “rekabet” işaret edildi. Rekabetin olmadığı sektör mü var?
Demek ki bir şeyleri yanlış yapıyoruz. Ya da demek ki bir şeyleri yapmıyoruz veya eksik yapıyoruz.
Böyle durumlar değişim zamanının geldiğini göstermiyor mu?
Yeniliklere, yeni iş yapış süreçlerine, yeni kanallara açılmanın zamanı gelmedi mi?
Hemen umutsuzluğa kapılmaya da gerek yok, izliyoruz ki, sektörün tüm oyuncuları yenilik ve çıkış yolu arayışında.
Yeniliklere en baştan aşağı başlamak lazım değil mi? Örneğin sektörde yer alan sigorta şirketlerinin veya aracı şirket genel müdürlerinden.
Nasıl mı?
Bir çok-uluslu bankanın yeni gelen Genel Müdürü’nün ilk yaptığı şeylerden bir tanesi, kendisine bir web sayfası açmak oldu. Banka içerisinde çalışanların kendisine ulaşabileceği, iletişim sağlayabilecekleri bir web sitesi. Sadece çalışanlardan görüşler almıyor, onlara yanıtlar, bilgiler veriyor. Görüşlerini aktarıyor.
Sektörde bilgi paylaşımı ve tecrübe aktarımını; birer kişiye özel web sayfası açarak başlatalım mı?