Üzgünüm

Geçtiğimiz günlerde eski çalışma arkadaşlarımdan bir tanesinden sitem aldım: Bir daha birlikte çalıştığımız ortamı bulamadık, bulamayacağız. Aslında orası bir istisnaymış, genel çalışma hayatı böyle değil ve biz o şirketten sonra iş hayatında mutlu olamadık, olamıyoruz, dedi.

Ben de üzgün olduğum konuları sıralamaya ve bunları yapmayı şirket kültürü kıldığım için birlikte çalıştığımız arkadaşlardan af dilemeye karar verdim.

Üzgünüm çünkü:

-Şirket yönetimini,  oluşturulan bir komite aracılığı ile gerçekleştirdiğimiz için,

-Yukarıdan aşağıya şeffaf ve dedikoduya mahal bırakmadan bilgi akışı sağladığım için,

-Satış zamanı dahil zor anlarda tüm çalışanları bir araya toplayıp, bilgilendirme yaptığım için,

-Ayda bir ve tüm çalışanlara, Genel Müdür mesajı olarak, şirket mali durumu ve şirketin performansına dair mailler gönderdiğim için,

-Üç ayda bir yöneticiler ile doğru-yanlış yaptıklarımıza ilişkin “feedback” toplantıları yaptığımız için,

-Hiç bir konuyu sürüncemede bırakmadığımız için,

-Senede bir tüm çalışanların katıldığı; Neler yaptık? Nerelerde hata yaptık? İzleyen sene neler yapmayı hedefliyoruz? Konularına dair bilgi verilen ve aynı günün gecesinde de sabaha kadar eğlenilen, “Vizyon” toplantıları yaptığımız için,

-Ayda bir defa şirkete olumlu katkısı olanlara ödül töreni düzenlediğimiz için,

-İzleyen senenin performans hedeflerini tüm çalışanlara dağıtıp, performans notlarını bu kriterlerde dağıttığımız için,

-Genel Müdür odasını ayrı bir katta toplamayıp, kapısını hiç kapalı tutmadığım için,

-Gün içlerinde katlarda masa aralarında dolaşıp arkadaşların sırtlarına vurup, motivasyon turlarına çıktığımız için,

-Doğru olmayana karşı ve sonucu ne olursa olsun düzeltmesi yapılıncaya kadar mücadele edilmesi gerektiğini, iş yapış kültürüne işlediğimiz için,

-Her çalışan ile hayata dair sohbet ettiğimiz için,

-Hiçbir şeyin “mutlu çalışmaktan” öte olmayacağı inancıyla, gerekirse bırakıp çıkılması gerektiğini gösterdiğim için,

-Doğru iş sonuçları için çatışmaları teşvik edip, bunun dışında çatışmalara izin vermediğim için,

-Kararlara imza atmaktan veya yazılı göndermekten çekinmediğim için,

-Yenilikleri her zaman heyecan ve inanç ile teşvik ettiğimiz için,

-Yapılan işlerden sorumluluk almaktan korkmayıp, iş yapılıncaya kadar mücadele edilmesi  gerektiğini ancak, iş yapıldıktan sonra  iş sonuçlarına ilişkin sorumluluk alanların arkasında sonuna kadar durduğumuz için,

-Çalışanların günlük hayatlarının büyük kısmını geçirdikleri ofis hayatını çekici kılmaya çalıştığımız için,

-Kadınlar gününde masa aralarında müzisyenlerce müzik yapıldığı için,

-Çalışma ortamını, sevgi ve saygı ortamına çevirdiğimiz için,

-Her zaman “Birlik Olun” mesajları verdiğimiz için,

-Ve şu anda hatırlayamadığım diğer pek çok şey için,

Üzgünüm.

Çabuk alışılıyor, her yer ve her zaman böyle sanılıyor ancak, her yerde ve her zaman bulunmuyorlar.