Bir süredir Trafik sigortalarındaki, “ne seviyede sonuçlanacağı öngörülemeyen” bedeni hasar tazminatlarından ve mevcut primlerin bu hasarları karşılayamamasından kaynaklı, şirket zararlarını azaltmaya dönük, alınan tedbirleri içeren tartışmaları izliyorum.
TV ve radyolarda sigortacılıktan anlamayan veya anladığını zanneden insanlar çıkıp, neredeyse bütün günahı sigorta şirketlerine yıktılar. Halen de bu yönde yayınlar devam ediyor.
Hemen herkesi tartışmanın içinde duydum. Sigorta Şirketlerinin yöneticileri hariç.
…
Senelerdir zarar artarak taşınıyordu. Özellikle tazminat hesaplama yönteminde bir örnekliğe gidilsin isteniyor ve fakat hiç gelişme olmuyordu.
Artık sermayedarların da “yeter” dediği noktaya gelindi ve tedbirler alınmaya başlandı.
Fakat birilerinin çıkıp kamuoyuna bunu, bir iletişim stratejisi çerçevesinde anlatması lazım.
Sigorta şirket yöneticileri böyle bir sorumluluğu almaları durumunda tek tek Şirketlerinin hedef alınacağını öngörüp, sessiz kalmak isteyebilirler.
İşte TSB (Türkiye Sigorta Birliği) tam da bugün lazım.
Sektörün sesi olmalılar. Sadece Kamu otoritelerine değil, yasama’ya, yargıya kısaca kamu oyuna bu sorunu anlatmaları ve çözüm yollarını da önermeleri gerekir.
Geç bile kalındı, fakat zararın neresinden dönülse kar’dır.