1924 de Ürgüp’e göç eden muacirlerden “Kara Kani” ile o dönem Cemil Köyü’nün en güzel kızı “Fatma hanımın” evlenmesi ile kurulan, 8 çocuklu bir ailede 2. çocuk olarak, 1942 yılında Dünya’ya gelmiş.
Kocaman bir avlu içinde 8 odalı ve çoğunluğu kaya içine oyulu bir evde büyümüş.
Anlattığına göre, annesi bir tencere yemek pişirip sofraya koyarmış, kim ne kadar yiyebilirse…
Muacirler içerisinde o dönem az sayıda okuyan gençden birisi olmuş. Bir arkadaşının tavsiyesi ile Astsubay Okulunu kazanmış.
Mezuniyetinde Döneminin 1. olmuş. (61/1)
Muhabere Kripto teknisyeni olarak yaklaşık 33 yıl Devlete hizmet etmiş.
Yine o dönemde ender rastlanan bir evlilik yaparak “ilk muacir ve yerli evliliklerinden” birisine imza atmış. 49 senelik mutlu bir evlilik yapmış.
Mudanya, Erzurum, Amasya, Ankara, Malatya ve Kars’ ta görev yapmış. Bu sırada Bursa, Erzurum ve Ankara da birer çocuk sahibi olmuş.
Hepsini okutmuş.
…
Pazarlık etmeyi, söz verince yapılması gerektiğini, sofraya ailece oturulması gerektiğini, insanları sevmeyi, saygıyı, okumanın erdemini, üzüm yetiştirmeyi, sınırlı bütçesi ile evine bakmayı, hayatı geldiği gibi karşılamayı, dar açıdan bakmamayı, her sabah erken kalkıp yürüyüş yapmayı, vb. gibi pek çok şeyi ama en önemlisi;
“Adam gibi adam olmayı” ondan öğrendim.
…
Erken gitti. Haksızlık oldu…
Ertuğrul Bey,
Başınız sağolsun. Allah rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun inşallah. Sizin gibi bir evlat yetiştirerek geride ne kadar hayırlı eserler bırakmış.
Başınız sağolsun
Ertuğrul Bey,
Başınız sağolsun, adam yaşayıp, adam gibi ölmek nasip eylemiş yaratan. Bu yüzden üzülmeyin.
Ertugrul Bey,
Başınız sağolsun. Allah rahmet eğlesin.
Başınız sağolsun Ertuğrul Bey.
Babalar ne kadar geç gitseler, yine de kalanlara erken olur herhalde.
Sevgili arkadaşım, başın sağolsun. Allah sabır versin.
Ertuğrul Bey,
Başınız sağolsun, Allah Sabırlar versin.
Saygılarımla,