Ah Bir Motosikletim Olsa…

Çocukluğumun en büyük özgürlüğü bisiklet kullanmaktı. 11-12 yaşından itibaren bisikletlerimizle sadece mahallemizde gezmekle kalmazdık, şehir merkezine gider gelirdik.

2 tekerlekli bir aracın üstünde, karşıdan rüzgarı göğsüne alarak seyahat özlemim, belki o günlerden kaldı. 2002 yılında bir Motosiklet mağazasının önünden geçerken ilk motosikletimi beğenip, o anda aldım .

O, beni mağazada beklerken ben sürücü kursuna gidip, 1 aylık dönem sonunda A2 ehliyetimi aldım.

Ama bir hata yaptığımı ilk kullanımda anladım.

Çünkü; görüntüsünün cazibesine kapılıp aldığım şey bir motosiklet değil canavarmış:)) 230 kg ağırlığında idi, 1200 cc ve küçük bir araba çekiş gücünde idi.

İlk başlangıcı motoru küçük ve manevra kuvveti yüksek bir motor ile yapmak lazımmış. Yollara, motosiklet kullanmaya bununla alışmak ve sonra daha büyük bir motor almak lazımmış.

Canavarı, bir sene süresince çok sınırlı sayıda kullanabildim. Hele bir de önyargılarımız ve motosiklet mağazalarının aksesuar satma isteği biraraya gelince; hareket kabiliyetinizi sınırlayan kıyafetler ve azami koruyucu kask ta alınca, “Robokop motosiklet kullanmaya çalışıyor” görünümündeydim.

Sonra onu devrettim.

Aradan yıllar geçti. Bir kere kullanma isteği kanınıza girdi mi, gitmiyor bir türlü. Belki geçer diye bisiklet aldım. Yine şehir turlarıma başladım. Süper bir spor. Ve daha da güzeli, bisiklet için giyeceğiniz kıyafetler sayesinde, trafikteki araç sürücüleri bisiklet sürücülerine kesinlikle, motosiklete gösterdikleri saygıdan fazlasını gösteriyorlar.

Şimdi bir Vespa aldım.. Keyifli mi? evet. Eğlenceli mi? evet. Tehlikeli mi? Evet. Çünkü trafikte size bakıyorlar ama görmüyorlar…

Bundan 10 yıl önce trafikte gereksiz korna sesinden durulmazdı. Sonra anlayış değişti, gelişti. Eminim aynı şekilde trafikte motosiklet kullanıcıları ile birlikte yaşama alışkanlığı da gelişecek.

Roma caddelerinde sabah işe giden takım elbiseli kadınlar, erkekler motorları ile trafikte o kadar çoklar ve sevimliler ki… Umarım Türkiye de de kısa zamanda yayılır ve en azından Metro şebekeleri, faaliyete geçinceye kadar trafikte bir rahatlama yaratırlar.

Acaba, İstanbul da bu gelişimi destekleyecek altyapı çalışmaları yapılmalı mı? Örnek 2 yaka arasında sadece motosiklet geçişlerine uygun teknelerin çalışması gibi.
Ekonomik, pratik, sevimli…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir