Alacak Sigortaları

Son günlerde Ekonomi Yönetimi’nden, KOBİ’lere dönük bir Alacak Sigortası Havuzu’nun kurulmasına ilişkin açıklamaları sıklıkla duyuyoruz.

Geçmiş çalışmalarımın verdiği tecrübe ile Alacak Sigortaları başlıklı kısa bir yazı kaleme almak istedim.

Alacak Sigortaları; sigorta sözleşmesi ile kararlaştırılan kredili satış ve kredili hizmet işlemlerinde alıcının;

  • İflas etmesi,
  • Tüzel kişi olması halinde, borçlarını ödeyememesi nedeniyle hakkında tasfiye kararı alınması,
  • Borçlarının ödenmesi ile ilgili olarak bir mahkeme veya yetkili bir resmi merci tarafından tüm alacaklıları bağlayan kısıtlayıcı bir karar alınması,
  • Borç ödemede acze düşmesinin belgelenmesi veya bu durumun sigortacı tarafından kabul edilecek başka bir şekilde kanıtlanması suretiyle yapılan icra takibinin sonuçsuz kalması,
  • Borçları ile ilgili konkordato ilan etmesi ve hukuki olarak yukarıda belirtilen durumlara eşdeğer görülen diğer haller sonucu satıcı konumundaki sigortalının Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaptığı satışların bedelini kısmen veya tamamen alamaması nedeniyle uğrayacağı maddi zararlar,
  • Ayrıca sözleşme olması şartı ile; yukarıda sayılan hallerin dışında alıcının sözleşmede kararlaştırılan şartlarla mal veya hizmet bedelini ödememesi (temerrüt) hali

teminat altına alınmaktadır.

Teminat poliçede belirtilmek şartıyla yukarıda sıralanan riziko gruplarından sadece biri veya birkaçı veya tamamı için verilebilmektedir.

Alacak Sigortaları konusunda benim ulaştığım tarihçede önemli adımlardan bir tanesi; 1840’lı yıllarda, Amerika’nın doğusundaki tüccarların o yıllarda hızla gelişmekte olan batı bölgelerine sattığı malların bedellerinin ödenmeme oranının artması üzerine, ticaret yapan firmaların sicilinin tutulması amacıyla New York’ta bir enformasyon sisteminin kurulmasıdır. Bu çalışmalar neticesinde firmalar hakkında ciddi boyutlarda bir veri tabanına ulaşılmış ve firmalar notlanmaya (rating) başlanılmıştır.

Notlama (Rating) dört ana kategoride yapılmaktadır.

  1. Güçlü (Strong)
  2. İyi (Good)
  3. Orta (Fair)
  4. Zayıf (Poor)

Notlama gerçekleştirilirken şirketlerin belli başlı finansal rasyoları ve rakamlardaki geçmiş trendlere bakılmaktadır.

Gelişmiş istatistiki yöntemler kullanılarak bilançolarda makyaj olsa bile bir şirketin nereye doğru gittiğine dair bilgiler sağlanabilmektedir.

Şirketlerin düzenli olarak notlanmaya (rating) başlanması zaman içerisinde Alacak Sigortası şirketlerinin kurulmasının yanı sıra, neredeyse hepimizin isimlerine aşina olduğu Standart&Poors, Fitch, Moody’s gibi rating şirketlerinin kurulmasına da temel teşkil etmiştir.

Alacak Sigortalarında teminat, sigortalının muhtelif alıcılarla yaptığı sözleşmelere göre faturalandırılan ve bedeli özel şartlarda belirlenen azami vade süresi içinde ödenmesi kararlaştırılan mal ve hizmet satışlarına sağlanmaktadır.

Aksi kararlaştırılmadıkça, sigortalı ile alıcılar arasında düzenlenen satış sözleşmelerine göre yapılan tüm satışların sigorta kapsamında bulunması esastır. Sigortalı bu amaçla, söz konusu satış sözleşmeleriyle ortaya çıkan cirosunu özel şartlarda belirlenen usullere göre sigortacıya beyan eder.

Yine taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça sigorta teminatı, sigorta süresi içinde yurtdışına sevk edilmiş olan mallar veya hizmetler veya yurtiçinde teslim edilmiş olan mallar ve hizmetlerden doğan alacakları, bu mal veya hizmetlerle ilgili faturaların, sigorta süresi dahilinde ve azami faturalama dönemi içinde düzenlenmiş olması kaydıyla kapsar.

Fiyatlama da prime esas değer, kural olarak müşterinin seçili riskli alacakları değil, bütün alacaklarıdır.

Sadece:

  • Peşin Satışlar,
  • Banka Garantisi Kapsamında yapılan satışlar,
  • Kamu’ya yapılan satışlar,
  • Grup Şirketlerine yapılan satışlar,

cirodan düşülmektedir.

Sonuç olarak; kurulacak alacak sigorta havuzunun yapısı ve süreçlerinin iyi kurgulanması önemlidir. Müşterilere ait notlama (rating) sisteminin paralelinde geliştirilmesi ve modern dönem ihtiyaçlarına cevap verecek kriterleri içermesi gerekmektedir.

Alacak sigortalarının yaygın kullanımının sağlanması ve ekonomiye beklenen katkısının açığa çıkartılması için,  riskin doğru seçiminde  KGF ve KKB verilerinden etkin biçimde faydalanılmalıdır.

Ayrıca banka karşılıklarında gerekli düzenleme yapılarak, bankaların alacak (kredi) sigortalarını KOBİ’lerin banka kredilerine bir teminat olarak kabul etmeleri sağlanmalıdır.

Ancak bu sayede, Alacak Sigortaları Havuzu gerçek işlevini yerine getirecek; hem lokal bankacılık düzenlemeleri ve hem de Basel uygulamaları nezdinde banka bilançolarının olumlu etkilenmesini sağlayabilecek ve de düzgün iş yapan KOBİ’lerin iş hacmini hızla geliştirecektir.

28 Mayıs-03 Haziran “Sigorta Haftası” Kutlu Olsun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir