Bazı sabahlar çocukları Alemdağ’daki okullarına ben bırakıyorum. İşyerim Avrupa yakasında olduğundan çocukları bırakıp köprülere doğru geri dönüyorum. Çekmeköy yolundan işime gitmeye çalışırsam yoğun trafikten mesaime yetişemiyorum.
Ben de son dönemde keşfettiğim Alemdağ, Reşadiye, Cumhuriyet Köyü, Polonezköy ve Kavacık güzergahını kullanıyorum.
Ancak, bu güzergahı her kullandığımda içim sızlıyor. Alemdağ’dan başlayıp Kavacık’a varıncaya kadar sağlı sollu yüzlerce, binlerce köpek; “Acaba gelen araçtan bize yemek bırakırlar mı?” bakışları altında gelen-giden arabaları takip ediyorlar.
Genellikle küçük sürüler oluşturmuşlar. Aralarında cins köpeklerin yanı sıra, kulağında küpesi olanlar (Belediye tarafından kısırlaştırılmış), çok zayıflar, sekerek yürüyenler vb. gibi olmak üzere binlerce köpek görüyorum.
2014 kışı nispeten hafif seyrediyor fakat bir de soğuk kış günlerini düşününce iyice kötü oluyorum.
…
Dünya’mızı birlikte paylaştığımız ve her zaman insanlara dost olmuş, bu canlıların bu sefalet durumuna bir çare bulmak lazım. Onları aç, harap, ortalıkta ve Dünya Şehri iddiasındaki kocaman bir Metropol’ün kıyısında terk etmişiz.
…
Bir gün zaman ayırın ve bu güzergahı kullanarak durumlarını görün. Görmeden ne demek istediğimi tam anlamanızın ihtimali yok.
Giderken mutlaka yanınızda yiyecek bir şeyler götürün. Sanki her gün karınları doymuyor gibi geliyor bana.
…
Belediye’nin de desteği ile bu hayvanlar için büyük ve fakat gerçekten ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri barınaklar oluşturulsa, sivil toplum ve hayvan severler ve herkes ufak katkılarla, Dünyadaş’larımıza “Biz İnsanların bu Dünya’da yalnız olmadığımızı ve Dünya’yı üzerindeki diğer canlılar ile de paylaşmayı istediğimizi, arzuladığımızı ve bunun için de çaba harcadığımızı gösterebilsek.”
…
3.5 yaşında dişi köpeğimize yavru yaptırmak istemiyoruz ki, yavruları bir heves bizden alacak ve hevesi geçince bu güzergaha bırakacak insanlara vermek durumunda kalmayalım.