“Hadi Sigorta Sektörü, Tam Zamanı” başlıklı yazım çok kısa sürede ses getirdi galiba….
Başta lider şirketler olmak üzere, sağlık sigortası şirketleri Covid19 tedavisine ilişkin istisnaları uygulamayacaklarını açıklamaya başladılar.
Açıklamalar Kamuoyu yerine, hastanelere veya doğrudan müşterilere gönderilen yazılar yolu ile yapılıyor.
Ben, şirket sözcülerinin basın karşısına çıkarak veya Basın Bülteni göndererek bu olağanüstü güzel gelişmeyi çok daha fazla kişiye ulaştırmaları gerektiğini, bu duyurunun sadece kendi şirketleri değil Sektörün algısında da pozitif etkiler yaratacağını, düşünüyorum.
Bu dönemde virüs ve/veya virüsün yol açtığı olağanüstü durum nedeniyle sigorta sektöründe yaşanabilecek nispeten düşük hasar/prim seyrinden hiç kimse, bu senenin sonunda “kar ettim” diyemez. Dememeli. En azından bu dönemde olağanüstü durumdan elde edilecek artı değer kadar hem müşterilere hem de müşteri olmayıp Covid19’dan etkilenecek sigorta paydaşlarına destek sağlanmalı.
Sigortacılık çok uzun soluklu bir iştir. Bugün ihtiyaç zamanında yapılacak güzel işler, geleceğe mutlaka ama mutlaka artı etki yapacaktır. Tam tersi, bir şeyler yapmamak da eksi etkileyecektir.
…
Şimdi gelelim diğer bir konu ve önerilerime;
Hayat Dışı sigortacılık sektöründe üç branş vardır ki toplam senelik prim üretiminin %60’dan fazlasını oluşturur. (Bütün Dünya’da aşağı yukarı böyledir.)
Bunlar Kasko, Trafik (Zorunlu) ve Sağlık branşlarıdır. Rekabete, fiyat duyarlılığına çok açıktır. Fiyattaki bir kuruşluk indirim sigorta şirketine üretim olarak anında geri döner.
Tahsilat sorunu çok azdır çünkü müşterinin gerçekten ihtiyaç duyduğu ürünlerdir ve müşteri primini mutlaka ödemeye çalışır.
Bununla birlikte, sadece Türkiye’de değil Dünya’da da kar elde edilmesi en zor üç branştır. Ama sigorta şirketleri bu üç branştan da kolay kolay vazgeçemezler. Vazgeçmek demek sektör prim üretiminin %60’dan fazlasından pay almamak demek, küçük kalmak demek, hızlı nakit akışından faydalanmamak demektir. (İstisna bir iki şirket var)
…
İlki, 11 Mart 2020 tarihinde açıklanan Covid19 hastalığına ilişkin insanlar hızla evlerine çekildiler ve çekilmeye de devam ediyorlar. Devlet ve sağlık çalışanları hastalığın yayılma hızını düşürmeye çalışıyor. Bu dönemde araçlar park edilmiş şekilde duruyor, hareket etmiyorlar. Trafiğe çıkan araç sayısında %80-90 azalma var.
Türkiye de trafikte seyreden yaklaşık 23 milyon motorlu araç var. Bu araçların 6 milyonunda (otomobil 4.288.000) Kasko ve yaklaşık 19 milyonunda da Trafik poliçesi (Zorunlu) var.
Aynı Sağlık poliçeleri ile Özel Hastaneler arasındaki ilişkiye benzer şekilde, Kasko sigorta poliçesi sahipleri ile Yetkili Servisler arasında da benzer bir karşılıklı ilişki var. Yetkili servisler yıllık bakım dışında tamir onarım gelirlerinin %80-90’lık kısmını sigorta şirketlerinden kazanırlar. Çünkü ancak (istisnalar hariç) kaskosu olan kişiler, araçları hasarlandığında yetkili servise gidebilirler. Yetkili serviste araç tamir ve onarımı yaptırmak aynen özel hastane de tedavi olmak gibi, ağır bir maliyettir.
Ama yetkili servisler kasko sigortası teminat kapsamından istisna edilirlerse de sigorta şirketleri kasko poliçesi satmakta zorlanırlar.
…
İnsanların evlerine çekildiği bu dönemde araçlarda hasar olma olasılığı da çok düşmektedir. Trafik poliçelerinde ise Bedeni hasar olma olasılığı daralmaktadır. Çünkü, kimse trafiğe çıkmıyor, çıkamıyor.
Bu demektir ki, sene sonunda bu dönem için sigorta şirketleri daha önce yazdıkları sigorta poliçelerinden bekledikleri ve öngördüklerinden daha fazla kar edecekler.
Peki böylesi tüm toplumu ilgilendiren bir dönemde, toplumun bu sıkıntılı günlerinde “ilave kar ettim”demek doğru mu? Bence değil.
Ne yapmak lazım?
Benim aklıma gelenler:
- Elde edilmesi muhtemel artı kar tutarı kadar sigorta şirketlerince topluma destek verilebilir. Ne yapılabilir? Devlet’in yetkili organlarının göstereceği yerlere ilave sağlık tesisi veya donanımı yapılmasında işbirliği yapılabilir.
- Yetkili servis çalışanlarından bu dönemde işten çıkartılmak zorunda olanların bir süre için maaşlarının belirli bir kısmı veya maktu bir tutar destek sigorta şirketleri tarafından oluşturulacak bir fondan tazmin edilebilir. (Bu konuda güzel bir uygulamayı Anadolu Efes yapıyor: İşsiz kalan eğlence sektörü çalışanlarına, Ahbap Derneği aracılığı ile destek olmak üzere 1 milyon TL’lık bir bağış yaptı.)
- Sigorta poliçelerinin vadeleri 3 ay uzatılarak, 1 yıl yerine örneğin 15 aya çıkartılabilir. İlave 3 ay için vade ek primsiz uzatılabilir. (Öneri için teşekkürler Suna Özyüksel Hanım)
gibi.
Ne dersiniz, bunları düşünmenin ve açıklamanın da tam zamanı mı?
Cok yerinde ve guzel bir teklif . Umit ederim sirket yoneticileri bu konulari dikkate alirlar.
Ve sigorta sektoru için iyi bir reklam olur !