Kuzguncuk’ta denize açılan küçük bir park var, Kuzguncuk Parkı. Yan tarafında yıllardır değişmeyen menüleri ve hizmet anlayışı ile Çınaraltı Kafe ve İsmet Baba Balık Lokantası hizmet verir.
Biz de bu parkı ziyaret etmeyi, çayımızı kahvemizi içmeyi, bu sıcak havalarda denizden esen esintiyi içimize çekmeyi çok severiz.
Son bir yıldır parkın iki daimi müdaviminin daha varlığı dikkatimizi çeker oldu.
Gagasında kırmızı bir leke bulunan “mahallenin bıçkın martısı” ile seçtiği insanların yanına uzanıp kendisini sevdiren “gri-beyaz kedisi.”
Önce kediyi gözlemleme fırsatım oldu.
Her gün belirli saatte İsmet Baba Balık Lokantasına küçük bir ticari araç balık getiriyor. Çok sayıda kasanın arabadan İsmet Baba’ya taşınması sırasında kedi her seferinde taşıyanlara refakat ediyor.
Beklenti açık ve net “Bana da balık düşer mi? Acaba” Evet her gün ona da bir balık düşüyor. Taşıyıcı bir balığı ayırıyor ve taşıma işleminin sonunda kediye veriyor.
…
Ve martı;
Gün içerisinde satılacak balıklar her gün İsmet Baba çalışanlarınca, Lokantanın verandasında, neşeli sohbetler eşliğinde temizleniyor. Bu sırada hem İsmet Baba’nın çatısı ve hem de karşı binanın çatılarında onlarca martı toplanıyor. Bir tanesi verandanın camının etrafında uçuyor ve ne zamanki balıkların temizlik işlemleri bitiyor, çalışanlardan bir tanesi balıkların artan kısımlarının olduğu leğeni eline alıp, ayağa kalkıyor. Birden ortalık feryat-figan, martı bağırışları ile doluyor.
Bu bir seremoni olmuş. Çalışan elindeki leğen ile yavaş adımlarla iskeleye iniyor, oradaki betona döküyor. Onlarca martı hep birlikte ziyafete iniyorlar.
Aralarda martılardan çekinen kediler, biraz güvercin, biraz karga ve biraz da küçük kuşlar var. 30 saniye ile bir dakika arasında ben diyeyim 10, siz deyin 15 kilo kadar balık artığından eser kalmıyor.
Ziyafetin sonlarına yakın, birden ortaya bıçkın, delikanlı, gagasında kırmızı bir leke olan martı çıkıyor ve o anda orada bulunan tüm canlıları püskürtüyor. Karnını doyuruyor, iskeledeki kayığın tentesine veya İsmet Baba’nın verandasının çatısına çıkıyor ve son kırıntıları yemek isteyen her kim olursa pike yaparak onları uzaklaştırıyor.
Günün hangi saati olursa olsun, işte o martı hep Kuzguncuk sahilde. O kedi de etrafta.
Dün yine sahile gittim. Ramazan dolayısı ile İsmet Baba bir aylığına kapalı. Martı çatıda, kedi sahilde. İkisi de biraz zayıflamış görünüyor.
Bayramın gelişine onlar da çok sevinecekler.