Reasürans işi, doğrudan içerisinde değilseniz; sigorta şirketlerinde bir grup uzmanın ve şirket Genel Müdürlerinin yürüttüğü, ilişki yönetimi, pazarlık becerisi ve şirketin önceki senelerdeki performansına göre, izleyen yılın şartlarının oluşturulduğu “bambaşka bir Dünya’nın” işine benziyordu.
2005 yılında Genel Müdür olduğumda en korktuğum konu idi. Çünkü geçmişte, özellikle iyi sonuçlanmadığına inandığımız reasürans görüşmeleri nedeniyle Genel Müdürümüzü biraz da acımasızca kritik ederdik.
…
Sigortacıların senelerdir bildiği meşhur toplantılar dizisi vardır. Birisi Monte Carlo, bir diğeri Baden Baden’de her sene düzenlenir. Baden Baden, biraz daha bilineni ve daha iş odaklı olanıdır.
Baden Baden aslında Almanya da, kaplıcalarıyla ünlü, küçük ve yazlık bir kasaba. Sigortacıların toplantıları ile sonbaharda hareketlenip, otellerinde yer kalmıyor. Toplantılar aynı anda 3-4 otel lobisi ve/veya cafe de gerçekleştiriliyor.
…
Baden Baden toplantılarına bir kere katıldım. O zamanki reasürans yöneticimiz yeniden yapılanmakta olan şirketteki genel heyecanın yansımasıyla, toplantıya çok iyi hazırlık yapmıştı.
3 günde 38 toplantı.
Her bir toplantı 30 dakika sürüyor. Önce 10 dakika siz kim olduğunuzu, ne yapmak istediğinizi ve şirketinizi anlatıyorsunuz. Sonra 10 dakika muhatabınız anlatıyor. Son 10 dakikada yenilemeler hakkında karşılıklı fikirler paylaşılıyor.
O kadar heyecanla ve yorulmak bilmeksizin tüm toplantıları tamamladık ki, böylesi maratonun ardından 2006 yılı yenilemeleri kesinlikle, süper şartlarla yapılacaktı.
Gerçekten, o günün koşullarında iyi şartlarla (bana göre) yapıldı.
Ancak, gecikmeli de olsa öğrendim ki yenileme görüşmeleri Baden Baden da toplantıya katılanlarla değil, bu toplantılarda aktif yer almayan (artık katılıyor olabilirler) Swiss Re ve de Munich Re ile yapılıyor. Onlarla yaptığınız anlaşmaları diğerleri hisse alarak takip ediyorlar. Onlarla anlaşma yapamazsanız veya istediğiniz şartlarla yapamazsanız, başkaları ile tretelerinizi koruyacak iyi bir anlaşma yapma şansınız yok gibi.
Hele ki ülke olarak lokal Reasürans şirketiniz yoksa… (Neyse ki, Türkiye olarak Milli Re gibi bir şansımız var. Reasürans şirketi olmayan ülkelerdeki lokal sigorta şirketleri ne yapıyor merak ediyorum.)
Böyle bakınca da, Baden Baden sigortacıların senede bir defa stres atıp, ilişki geliştirdikleri ve daralan reasürans pazarında Swiss Re ve Munich Re ile yapılacak pazarlıklara hangi şartlarda başlamaları gerektiğini öğrendikleri toplantı zincirinden başka bir şey değil.
(Yıllık genel treteler dışında iş, branş ve/veya ürün bazında gerçekleştirilecek özel treteler ve de reasürans yöneticileri için zaman/fayda fırsatları sunmasını istisna tutuyorum.)
Reasürans Pazarında, konsalidasyonlar sonucu, oyunun kurallarını belirleyen şirket sayısı sadece iki. Sırf bu nedenle bile Milli Re yi korumak, kollamak lazım. Varlığı lokal şirketlerin diğer devlerle pazarlıklarında çok büyük güç.
Baden Baden mı? Bir daha katılmadım. Katılmayarak ne kaybettiğimi düşünüyorum? Hiçbir şey…
yazınızı keyifle okudum Ertugrul Bey,