Türk Sigorta Sektörü, karsızlık sorunu olmasına rağmen, iki konuda yabancıların ilgisini çekmeye devam ediyor.
Bir tanesi; Gelişmiş hiçbir ülkede var olmayan büyüme potansiyeli diğeri ise, henüz Pazar Yapıcı şirketin, diğer Pazar Oyuncuları ile pazar payında aşılamaz farklara ulaşmamış olması.
Yurt dışı örnekleri izlediğimizde genellikle şu manzarayı görüyoruz; Lider şirket pazar payında öyle bir büyüklüğe ulaşmıştır ki en yakın takipçisinin ona yetişmesi (organik büyüme ile) yıllar alır ve hatta imkansızdır. Ancak, inorganik büyüme ile fark kapatılabilir ki, o pazarlarda şirketler satış için çok maliyetliler. Kazanç/maliyet oranı satın alma konusunda istek uyandırmaz.
Oysa Türkiye’de henüz market lideri, liderliğini perçinleyememiş ve her an liderliği ikinci sıradaki şirkete kaybetmek riskini taşımaktadır. Diğer pazar oyuncuları da organik büyüme ile çok uzun sürelerde katılabilecekleri liderlik yarışına, hali hazırda satılmamış ama “satışa hazırlanan” oyunculardan bir veya iki tanesini alarak katılabilirler.
İçeriden bakınca karsızlık açısından bunalmış sektör, belki de yeni birleşme ve satın almalar için uygun ortamı da sağlamıştır.
Sıkışmışlıktan çıkmayı ve optimum büyüklüğü yakalamayı hedefleyen “uluslararası sigorta devleri” ile “sayıları bir elin parmakları kadar olmakla birlikte, iyi bir pazar payına sahip Pazar oyuncuları” acaba yeni görüşmelere başlayabilirler mi?
…
Yeni bir atılım ve değişim rüzgarı için doğru zaman diye düşünüyorum.
Bence; yakında pazar gene hareketlenecek.
Aranması gereken cevap:
1- Pazara yeni oyuncular mı girecek?
2- Sıralamada yerinden mutlu olmayan şirketler mi, birleşme ve satın almalara ilgi gösterecek?
3- İlk 3 de yer almayı hedefleyen orta ve orta üstü büyüklükte şirketler mi harekete geçecek?
İçimden bir ses, bu tür bir hareket için zamanın uygun olduğunu ve yakında bir şeylerin değişebileceğini söylüyor.
Bakalım doğru mu?