Yıllarca üst düzey yöneticiliğini yaptığım sigorta şirketlerinin yönetim kurulu toplantılarında veya sermayedarları ile gerçekleştirilen toplantılarda “Ama, Onlar yapıyor. Ama, Onlar kar ediyor. Ama Onlar’da araç sigortaları ucuz fiyata satılabiliyor” ifadeleri ile başlayan cümleler ile kendimizi hep “kötü”, “değersiz” hissettik.
Çalışıp, çalışıp senenin sonunda oransal olarak düşük karlar ve/veya motor branşında zarar ettiğimizde konuyu ne zaman “yapısal” diye anlatmaya çalışsak, yine liderliğini yaptığı Şirket örneği ile tezlerimiz darmadağın edildi.
Nispet yaparcasına her senenin sonunda “sigorta şirketleri kar edemiyorsa sorumlusu yöneticilerdir.” Beyanatı ile O biliyor, biz yapamıyoruz hissi yaşadık. Daha doğrusu 2012 yılına kadar yaşadık. 2012 de rakip şirket yöneticileri olarak Onların yüksek zararı açıklandığında; rahat bir nefes aldık ve sadece “Biz başarılıyız, diğerleri değil.” Önermesinin bugüne kadar da söylendiği gibi doğru olmadığını gördüğümüzde, içten içe bir “of be” çektik.
O zaman da; “Biz bu zararı sermayedarlarımıza anlattık, rezervimizi güçlendirdik” açıklaması geldi.
İyi bir iletişim örneği idi. İkna olduk.
Öte yandan baktığımızda belki de bu zarar ve maliyete katlanarak, şirket satın almaktan çok daha az bir maliyet ile ciddi oranda Pazar payı artırmış oldu. (Pazar Payı İsteyen Sermayedar Bunun Maliyeti Var)
…
Türkiye’nin o tarihteki poliçelerini de online sunabilen ilk sigorta brokerlik şirketini kurmak için fizibilite ziyaretlerimize ilk O’nu ziyaret ederek başladık. Ziyarette, gayet net ve açık “Biz bu işin içinde olmayız. “dedi. En büyük firma girmem dediği için, projeye moral olarak 1-0 yenik başladık. Neyse ki sonraki ziyaret ettiğimiz 22 sigorta şirketi biz varız dedi de rahatladık ve projeyi hayata geçirebildik. Sonradan benzer projelere dahil olduğunu görünce de kızdık.
…
İlk tanışmamız bir önceki firmasından, ayrılma kararı verdiği mevcut firmasına transfer olmadan hemen öncesi dönemde idi. Şirketlerimiz arasında birleşme görüşmelerine başlamıştık. O ve ekibi ile tanıştık. Sonra çok daha büyük şirkete ekip olarak transferini gıpta ile izledik.
…
- Şirketinin prim üretiminde uzun yıllar bir numara olmasında,
- En büyük şirketlerden bir tanesinin yöneticisi olarak, sektörün bugünü ve geleceğinin şekillenmesinde (Doğru ya da yanlış zaman gösterecek)
- İddialı açıklamaları ile rakiplere ve piyasaya göz dağı vermesinde,
- Yıllar yılı ekibini sağlam bir ekip şeklinde tutmasında ve de Şirketinden üst yönetici transfer edilememesinde,
- Zaman zaman Şirketinin büyüklüğünü kullanarak rekabet edilen işlerde rakiplerini ezmesinde ve fakat zaman zaman da ortak hasarlarda “Büyük Şirket” gibi hareket etmeyi bilmesinde,
- Acente den başka dağıtım kanalı tanımam diyerek, hemen ardından daha yüksek bedeller ödeyerek banka dağıtım kanalı ihalelerini almasında,
- Daha az adam sayısı ile daha büyük portföylerin etkin yönetiminde,
- Kışkırtıcı reklam filimleri ile “En iyi biz biliriz.” mesajları vermesinde;
Hep liderlik etti.
Ve daha bir çok nedenden dolayı, Sigorta Sektörünü şekillendiren, renklendiren, yön veren, bazen yenilikleri engelleyebilen (bence), ekibi ekip yapan ve istikrarlı şekilde Ekip bilincini diri tutan, senelerce karlılık söylemleri ile kendisini kıskandıran, büyük zarar edince de “Bak değilmiş” dedirten bir Genel Müdür, mevcut şirketindeki Genel Müdürlük görevinden ayrılıyor.
Değerli bir Rakip’ti, başka bir Şirkette görevini sürdürmez ise yokluğu sektörde hissedilecek. Kendisine sonraki döneminde başarı ve sağlık diliyorum.
…
Yapı Kredi Sigorta’nın satışı ile taşlar yerinden oynayacak demiştik. Oynuyor galiba.