Fiyat Rekabeti

 

Ekim 1998 o zamanki AGF Garanti Sigorta A.Ş. de Mali İşler ve Hasar dan sorumlu Genel Müdür olarak göreve başladığımda, sigorta şirketlerinin temel gelir kalemi teknik kar değil satılan poliçelere ilişkin yapılan tahsilatların finans piyasalarında değerlendirilmesinden kaynaklı Mali Kar olduğunu keşfetmek çok uzun sürmemişti.

O zamanki faizleri hatırlayayım diye Google’a şöyle bir baktım. Devlet İç Borçlanma senetlerinin bileşik faiz oranları %120’lerde imiş. Yani 100 TL’lık primi topla, Devlet Tahvili veya Hazine Bonosuna yatır. %120’lerde senelik faiz elde et.

 

Faizlerin tek haneli rakamlara düşmesi ile birlikte sigortacılar olarak bizlerin, teknik kar, hasar/prim, hasarda tasarruf tedbirlerine geçmemiz neredeyse 10-15 yıl aldı. Gerçek anlamda sigortacılık başladı.

 

Yüksek faizli dönemlerde aktüeryal hesaplar, hasar maliyetleri, etkin hasar yönetimi gibi ifadeler bir kenara itilir ve özellikle Trafik, kasko, sağlık poliçesi gibi tahsilat kabiliyeti yüksek ürünlerde kıyasıya bir rekabet yaşanırdı.

 

Tüm sektör yöneticileri de rekabet etmeyelim der ama bir yandan da mali gelirin cazip rakamları nedeniyle teknik olarak kar üretmenin çok zor olduğu bu branşlarda kıyasıya rekabet ederlerdi.

 

Geçmişi hatırlatıyorum biraz. Çünkü faizler gene artmaya başladı. Bazı bankaların rotatif kredi faizlerinde %40-45’ler konuşulmaya başlanıldı.

 

Gene bazı şirketlerin, artan mali gelir iştahı ile nakde çevrilmesi kolay ürünlerde teknik kardan feragat edip sert fiyat rekabetine girmeleri olası mı?

 

“Fiyat Rekabeti” için 2 yanıt

  1. Bayram öncesi Konya’daydım ve ilk 3’te yer alan bir şirketlerden biri ve 21 senedir iş istediğine bile şahit olmadım, trafik istedi, tespitiniz doğru sahada canlı olarak yaşıyoruz.

  2. Cok dogru bir saptama ! Aman dikkatli olalim..Bence önemli olan “underwriting profit” tir .. Bu prensibi uygulayan sirketler profesyonel sirketlerdir..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir