Trafik sigortalarında mevcut sistem, kusurlu aracın sigorta şirketinin, karşı tarafın yani rakip şirketin müşterisine hizmet vermesi asası ile çalışıyor. Sizin servis sağladığınız müşteri, aslında sizin değil.
01.04.2013 tarihli Kasko Genel Şartları ile sigorta şirketlerinin; müşterilerine sunacakları ürün içeriğinde, aracın hangi servise gidebileceğini, ne tür parça (orijinal, muadil vb. gibi) kullanacaklarını, varsa muafiyetler vb. gibi detayları poliçede açıkça beyan etmeleri gerekiyor. Benzer bir düzenleme, trafik poliçelerinde yok. Bu durumda, kusurlu tarafın sigorta şirketi karşı tarafın hasarını minimum maliyetle ve hizmet kalitesi gözetmeksizin tamir ettirmeyi hedefleyecektir.
Peki ne yapmak lazım?
Çözümlerden bir tanesi “Doğrudan Tazmin” yöntemi. Bu yöntem ile hasar sonrası herkes kendi trafik poliçesinin ait olduğu sigorta şirketine başvuruyor. Aynı kasko sistemi gibi, her sigorta şirketi kendi müşterisini memnun etmek üzere en iyi hizmeti vermeye çalışıyor. Kendi müşterisinin hasarını azami müşteri memnuniyeti ve/fakat olabildiğince tasarruf ile sağlamaya çalışıyorlar. Daha sonra sigorta şirketleri kendi aralarında kurulan bir takas merkezi üzerinden, kusur oranına göre birbirleri ile mahsuplaşıyorlar.
Mahsuplaşma kaza başına fiks bir ücret ile yapılıyor. Örnek 1.500 TL. Sigorta şirketleri eğer kendi müşterilerinin hasarlarını ortalama 1.500 TL altında tamir ettirebiliyorlarsa kazançlı, üzerinde bir ortalama maliyet ile tamir ettiriyorlarsa zararlı çıkıyorlar. Ancak, tasarruf ederken kritik çizgi, kendi müşteri memnuniyetinden taviz vermemek.
Pek çok Avrupa ülkesinde uygulanan bu sisteme geçiş için TSB (Türkiye Sigorta Birliği) bünyesinde çalışmalar, hazırlıklar yapıldığını biliyoruz. Şirketlerin dikkat etmeleri gereken bir diğer husus ise trafik portföylerinin büyüklüğü.
Müşteri için iyi gözüküyor. Bakalım zaman ne gösterecek ve sistem nasıl gelişecek?