1998, 2001, 2004, 2008 ekonomik krizlerini, ağırlıklı olarak Sigorta sektörü üst yönetiminde görev yaparken tecrübe ettim.
Sanki ufukta, yeni bir ekonomik sıkışma dönemi var.
Özellikle ABD Merkez Bankası’nın faiz artırımlarından dolayı paranın ABD’ye geri dönmesi ve piyasaya eskisinden daha az likit verilmesi nedenleriyle kaynak bulmak zorlaştı veya maliyeti çok arttı.
Öte yandan, Türk özel sektörünün sürekli yeni kaynak bulmaya dayalı büyük bir dış borç yükü var.
Dolar ve Euro’nun değeri TL karşısında hızla artıyor, faizler yükseliyor, bankalar kredi faizlerini artıyor ve kredi kullandırmaktan imtina ediyorlar.
Konkordato, iflas, yapılandırma, kredi yüzdürme haberleri peş peşe geliyor.
…
Peki işinin odağında risk olan sigorta şirketlerini böylesi dönemlerde ne tür istisnai riskler bekliyor?
Böylesi dönemlerde Sigortacıları bekleyen en büyük risk:
“Fabrika, tesis, stok ve iş yerlerinde meydana gelen yangın hasarlarındaki artışlar” olacaktır.
Nakde sıkışan, aktiflerini satsa dahi sigortaladığı güncel değerleri tutarında gelir edemeyeceğini düşünen, alacaklarında, borçlarında sorun yaşayan firmaların tesislerinde, depolarında stoklarında meydana gelecek yangın sayılarında ciddi artışlar olmaya başlayacaktır.
Basından takip ettiğim kadarı ile olmaya başladı bile.
2001 ve 2008 krizi sonrası görev yaptığım sigorta şirketlerinde fabrika, işyeri yangınlarında hissedilir bir artış olmuştu ve genellikle de yangın nedeni “elektrik kontağı” kaynaklı gerçekleşiyordu. Çünkü; bu nedenle çıkan yangınlarda sonrası süreç tesis sahibi için daha az sorunlu ve sorumlu bulmak zor. Rücu imkanı da neredeyse yok.
Sigorta şirketleri ne yapmalı?
Öncelikle önleyici tedbirler almalılar.
- Yapabiliyorlarsa kuracakları bir ekip ile aynı bankaların “risk izleme birimi” hassasiyetinde büyük tesis sahibi müşterilerinin mali yapılarını, moralitelerini takip etmeliler.
- Yenileme öncesi veya yapılabiliyorsa sigorta dönemi içerisinde özellikle elektrik alt yapısına dönük risk teftişleri yapılmalı, aksaklık veya eksiklik giderilmeden teklif verilmemelidir.
- Henüz yenileme dönemi gelmemiş olsa dahi, sigorta dönemi içerisinde şirketlerin satış ekiplerinin yanı sıra riziko teftiş ekipleri ve bağımsız eksperlerin bilgi birikimlerinden istifade edilip, yerinde müşteri ziyaretleri yapılmalı.
- Yangın riski görece fazla ve bu ortamda finansal olarak en olumsuz etkilenecek sektörlere özellikle dikkat edilmeli. Örnek: Tekstil, boya, ambalaj vb. gibi.
Yangın anında ve sonrasında da tedbirler alınmalı:
- Yangın haberi alınır alınmaz, yangına dair tüm gelişmeler video kaydına çekilmeli,
- Basın haberleri takip edilmeli,
- Firma moralitesi araştırılmalı,
- Gerekiyorsa özel uzmanlar kiralanarak yangının gerçek sebebi araştırılmalıdır.
- Bu konularda birlikte çalışılan reasürör’lerden de deneyimleri talep edilebilir.
…
Bu arada yat yangınları da böylesi dönemlerde artabilir.
İyi niyetli tacirlerin başına gelebilecek gerçek yangın hasarlarını konudan müstesna tutuyorum.