Üçüncü Birleşmiş Milletler

Her gece Türkiye saati ile gece 01:00 gibi ABD Başkanı Trump yanına ekip arkadaşlarını da alıp, gazetecilerin karşısına geçiyor ve Covid 19 ile ilgili gelişmeleri paylaşıyor.

Dün gece zaman buldum bir kısmını izledim.

  • Virüse karşı yönetim olarak geç hareket etmediklerini,
  • ABD’de de henüz hiç vak’a yokken önce Çin, sonra Avrupa, sonra İngiltere ile uçuşları durdurduklarını;
  • 50 eyalet ve Territory’lerden  gelen tüm “Ventilatör” taleplerini karşıladıklarını,
  • Dünya’da 184 ülkenin bu virüs ile mücadele ettiğini. Bu ülkelerden de tıbbi ekipman ve mali destek talepleri geldiğini,

içeren yorumlar yaptığı konuşmasını, dinledim.

World Atlas’dan öğrendiğim kadarı ile Dünya’da 197 ülke yer alıyor. Bu ülkelerde 2019 sonu itibari ile 7.6 milyar insan yaşıyor

Bu ülkelerin şu anda 184’ü virüs ile mücadele ediyormuş.

Bu kadar ülke, bu kadar insan Kasım 2019’dan bu yana Korona Virüsü ile yatıp, onunla kalkıyorlar.

Sağlık, ekonomi, gıda tedariki temel mücadele konuları.

Pek çoğumuzun tanıdığı, Amerikalı psikolog Maslow tarafından 1943 yılında yayınlanmış “Maslow Teorisi” veya “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi” şu şekilde özetlenebilir:

  1. Fizyolojik gereksinimler (nefes alma, besin, yemek, su, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma, boşaltım)
  2. Güvenlik gereksinimi (beden, iş, kaynak, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliği)
  3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel mahremiyet)
  4. Saygınlık gereksinimi (özsaygı, özgüven, başarı, başkalarına saygı duymak, başkaları tarafından saygı duyulmak)
  5. Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü, ön yargısız ve hakikatleri kabul eder olmak)

İnsanlık, şu anda bu Teori’nin ilk iki adımında hep birlikte mücadele ediyor.

Dünya’da neredeyse başka gündem yok. Bazı ülkeler daha etkili, bazıları daha zayıf ve ne yazık ki bazıları da çok zayıf mücadele edebiliyorlar.

İlk Milletler Cemiyeti, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra 25 Ocak 1919’de kurulmuştu. Cemiyet’in kuruluş amaçları ile üyelerinin sorumlulukları şu şekilde belirlenmişti.

  1. Uluslararasında iş birliği geliştirmek ve uluslararası barışı ve güvenliği sağlamak için, savaşa başvurmamak konusunda birtakım yükümlülükleri kabul etmek,
  2. Gizlilikten uzak, adaletli ve onurlu uluslararası ilişkiler sürdürmek; Hükümetlerdeki bundan böyle eylemsel davranış kuralı kabul edilen uluslararası hukuk kurallarına kesinlikle uymak,
  3. Örgütlenmiş halkların karşılıklı ilişkilerinde adaleti korumak ve antlaşmalardan doğan bütün yükümlülüklere tizlikle saygı göstermek…

Milletler Cemiyeti ikinci bir Dünya savaşının çıkmasını engelleyemedi.

Bugünkü Birleşmiş Milletler ise 24 Ekim 1945’te kurulmuş uluslararası bir örgüt.

BM kendini; “Adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş global bir kuruluş” olarak tanımlamaktadır.

Örgütün üye sayısı bugün itibari ile 193 ülkedir.

Bugünkü Dünya’da, çok da işlevinin, inandırıcılığının kalmadığını söylemek sanırım yanlış olmaz.

Çağdaş iletişimin  araçları ile tüm ülkelerin, insanların virüsle ortak mücadelesine tanıklık ediyoruz. İçimiz sızlayarak, korkarak, kim olduklarına bakmaksızın ölenlere üzülerek, hastalar için şifa dileyerek.

Böylesi insanlığın ortak mücadelesinde, Dünya’da hiç kimsenin, hiçbir ülkenin farklı olmadığı, hepimizin insan olduğu ve ortak tehdit ile mücadele ettiğimiz, geldi aklıma.

Dünya’yı yok edebilecek uzaylılar ile mücadele, başka gezegenlerin veya göktaşlarının çarpma olasılığı ile ortak mücadele gibi.

Sonra düşündüm; Dünya tarihinde bugüne kadar iki defa Birleşmiş Milletler yapılanmasına gidildi. Her ikisinde de savaşlardan sonra bir daha yeni savaş çıkmaması hedeflendi. Öte yandan, hep o günün galipleri tarafından kuruldular ve zaman içerisinde bu yapılanmalar da yeni savaşların önüne geçemedi, geçemiyor.

Acaba, bu defa ortak Düşmana karşı verilen ortak mücadeleden yola çıkılarak yeni bir Birleşmiş Milletler kurulamaz mı?

Virüse karşı savaş halen devam ederken, neredeyse hiçbir taraf henüz savaşın kazananı değilken.

Gezegen’in Güvenliği, Sağlık, Adalet, Ekonomi ve Gıda Tedarikine ilişkin alt yapılanmaları, kurumları ile çalışmaya başlasa ve de “Temel Hedef” olarak kendisine “İnsanlığı Maslow’un İhtiyaçlar Teorisi’nde daha üst basamaklara çıkartmayı” belirlese..

 

“Üçüncü Birleşmiş Milletler” için bir yanıt

  1. Değerli Ali Ertuğrul,

    Siyaset ve bu konu özelinde uluslararası siyaset tek bir şeyi gözetiyor; ülke çıkarı. Bunun içerisine insani boyut ya da ortak kazanç kavramı ancak ve ancak ülke çıkarı tesis edilmişse girebilir. Bu nedenle, ülke, devlet ve millet kavramları yerinde kaldığı sürece, insanlık için başarılı bir ortak kuruluş kurulamayacak. İnsanlar ne zaman devletlerin değil, sadece dünyanın vatandaşı olabilirler, işte o zaman dediğin oluşum söz konusu olabilir.

    Selam ve sevgilerimle. / Birol Saylan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir