15 yıldır görmediğim eski bir kadın çalışma arkadaşımla yemek yedik.
Kariyerinde iyi bir yere gelmiş.
Belli ki, bugün için paranın ulaşabileceği iyi noktalara ulaşmış. Karı-koca iyi yerlerde, yönetici olarak çalışıyorlar. Bir oğlu olmuş, onu da 13-14 yaşına getirmişler. İyi bir semtte oturuyorlar. Gözünde Prada gözlük, kolunda Bvlgari saat var.
…
Ancak, arkadaşım yaptığı işten mutsuz. Başka bir iş yapmak istiyor. Beyaz yakalıların en büyük “yapacak iş bulma” kısırlığı içerisinde bir “Franchise” alıp gıda sektöründe iş yapmak isteğinde.
Eşi, abisi ve kendisinin saatlerce düşünüp yapılacak yeni bir iş için, yeni bir fikir bulamadıklarından yakındı.
Ama biz finansçılar risk alırken hep temkinli olmayı severiz. Gerekirse kaldığımız yerden tekrar profesyonel olarak çalışmaya devam ederiz, düşüncesi bizlere yeni maceralara atılırken hep “can simidi” gibi gelir.
…
2003 yılında kafe açmaya gittiğimde benim duygularım da arkadaşımın bugünkü duygularına yakındı.
Birkaç farkla; ben gitmeye karar verdiğimde 35 yaşındaydım, henüz çocuğum olmamıştı ve zaten genel müdür yardımcısı olarak görev yaptığım şirkette o anda bir fırsat olduğu halde, beni genel müdür yapmamışlardı.
Arkadaşım ise 40 yaşında, özel okulda okuyan bir çocuğu var ve bunlara karşın gelir seviyesi fena olmayan bir güvencesi var “eşi”.
…
Neler oluyor? İnsanlar neyi arıyor ve fakat bulamıyor? Kazanılan, ülke standardının üzerindeki gelirin yetmediği, satın alamadığı ne? Nedir bu arayış? Niyedir? Ve de neden kiminde 35, kiminde 40 ve hatta kiminde 50 sinde hala vardır?
Etrafınızda beyaz yakalı çalışıpta mutlu olduğunu söyleyen kimse var mıdır? (Cevap “hayır” ise binlerce, milyonlarca genç arkadaş beyaz yakalı olmak için niye sıra beklemekteler?)
Aradığını bulan var mıdır?
Varsa, bizimle de paylaşır mı?