Bazı yöneticilerin odalarına girdiğinizde masalarının üstü evrak ve dosya dolu olur. İşleriniz nasıl diye sorduğunuzda masanın üzerinde bekleyenleri göstererek, çok yoğun olduğunu söylerler.
Peki bu işlerin tamamı yöneticiler tarafından mı yapılmalı?
1977’lerde yeni bir liderlik tipi ortaya çıkmış. Hizmetkar Liderlik (Servant Leadership). İsmi liderliğin verdiği egolara biraz aykırı, çok üzerinde taşınası değil. Belki şanssız bir isimlendirme olmuş. Ama niteliklerini görünce isminden çok daha olumlu içeriği olduğunu anlıyorsunuz.
Günümüzde pek çok C level yönetici yetkilerini günlük operasyonlarda kullanmayı tercih ediyorlar. Böylece organizasyonu kontrol ettikleri ve gün içinde çok iş yaptıkları yanılgısına düşüyorlar. Oysa yaptıkları işlerin çoğunu çalışanlara devredebilir ve organizasyonun neyi değil, niye yapması gerektiğine daha çok zaman ayırabilirler.
Bu tarz liderlik yapabilmeleri için çalışanlara otonomi verilmesi, çalışanların güçlendirilmesi gerekiyor. Otonomi vermek ve güçlendirmek Hizmetkar Liderliği tanımlayan unsurlardan iki tanesi.
Bir diğeri de aktif dinleme. Karşısındakinin duygusunu geri bildirim olarak verebilme becerisini sağlayabilecek dinleme şekline aktif dinleme deniyor. Dinlemenin empatiye tahvil edilebilmesi için dinleyicide duygu okur-yazarlığı olmalı. Bu okur yazarlığa empati diyebiliriz.
Hizmetkar liderlik hakikat ile bağı kuruyor. Çalışanlardan geri bildirimleri alıp hedef ile olan bağı güçlendirmeye çalışıyor. Harekete geçmeyi telkin eden bir liderlik anlayışı. Uyandırma değil, uyumamalarını sağlamaya dönük liderlik.
Daha önce bloğumda kaleme aldığım Mış Gibi Yapan şirketlerde, Ne yapıyoruz? herkes tarafından biliniyor ama Biz bunu niye yapıyoruz? hiç sorgulanmıyor. Söz konusu tarz şirketlerde verilen süre içinde (Dead Line) yetiştirme baskısı var. Süresinde yetiştirmek bir hedef olduğunda, hakikat duyulmak istenmiyor.
Servant liderlikte güçlendirme, farkındalık hata ortaya çıktığında harekete geçmeyi sağlayacak bir tutum. İyileşme, sorunlarını çözmekte nelere ihtiyaçları olduğunu çalışanlara gösterme becerisi diye tanımlanabilir.
Hizmetkar Liderlik ile yönetilen şirket, içinde bulunduğu sektörü de güçlendirmeye çalışıyor. Rakibin de sektörün de güçlü ve canlı olması bekleniyor. Bu zihniyet için bireyin psikolojik sermayesinin güçlü olması gerekiyor.
Hizmetkar liderlikte topluma hizmet de çok önemli. Diğerlerini güçlendirmek önemli. Buradaki diğerleri içinde sadece çalışanlar, şirket ve sektör ile sınırlı değil, içinde yaşanılan toplum da güçlendirilmeli. Önce bireyler güçlensin. Sonra toplum da güçlensin.
Mesele yetkin olmak ve çok bilmek değil, duygusal zeka unsurlarının çok iyi kullanılması. Beklemediğim sorun çıkarsa bunu kendime nasıl katabilirim diye sorgulanması. Sorun ile yüzleşilmesi ve sorun yokmuş gibi, mış gibi, davranılmaması gerekiyor.
Nasıl kazanılabilir?
Duygusal zeka yetkinliklerinin artırılması lazım. Mentorluk, eğitimden daha fazla katkı sağlayabilir.
Çok doğru