Hasar Performans Yonetimi – (Konuk Yazar Eray Kangal)

Hayat dışı sigorta şirketlerinde, hasar ödemeleri toplam ödemelerin yaklaşık üçte ikisini oluşturmaktadır. Katastrofik felaketlerin olup, olmamasına bağlı olarak bu oran artabilir ya da azalabilir. Ancak, her halükarda sektördeki en büyük ve önemli ödeme kalemini hasar ödemeleri oluşturuyor.

Yine hasar hizmeti, sigorta şirketleri açısından çoğu zaman müşteri ilişkisini yönetebilecekleri belki de tek nokta olduğu için müşteri memnuniyetini ve buna bağlı olarak müşteri bağlılığını sağlayabilecekleri en önemli servislerden birisi olarak gösterilebilir. Bu yönden bakıldığında, hasar yönetimine teknik olduğu kadar analitik bir açıdan da yaklaşmak gerektiği ve performans yönetimi ve takibine yeteri kadar mesai ayırılması gerektiği çok açık.

Performans yönetimi: Tek tek çalışanların performansının takibi ve yönetiminden, şirketin toplam hasar performansının yönetimine kadar detaylandırılabilecek çok geniş bir konu. Üzerinde çok fazla düşünmeden, yüzden fazla metrik sayılabilir. Bunların her birini branşlara, belki bölge ve dağıtım kanallarına, hatta aylara uygulayacak olursak birden bire binlerce, hatta on binlerce rakamla karşı karşıya kalabiliriz.

Bu yazıda, bu tür tuzaklara düşmeden ve kendi bakış açımla hasar performans yönetiminde nelere dikkat edilebileceğine kısaca değinmeye çalışacağım.

Hasar metriklerine geçmeden önce, hasar datasının nasıl sınıflandırılması gerektiği üzerinde biraz düşünmek lazım. En önemli ayrım, takvim yılı datası ile raporlama yılı datası arasında yapılmalı.

-Takvim yılı bazlı data üzerinden yapılan analizler, ilgili dönem içinde (ve ne zaman ihbar edildiğine bakılmaksızın) üzerinde işlem yapılan bütün hasarlar dikkate alınarak yapılır.

-Raporlama yılı datası ise sadece ilgili dönem içinde ihbar edilen hasarların gelişimini analiz eder.

Her iki raporlama bazının diğerine göre avantajları ve dezavantajları olması nedeniyle, analizin amacına göre her iki data da kullanılabilir.

Bir başka ayrım ise, hasarın yönetilme şekline göre yapılabilir. Bu noktada, hasarın niteliğine göre farklı prosedürlere tabi tutulacağı genel kabulünden hareket ederek, Basit / Kompleks hasar ayrımı yapabiliriz.

Bu ayırımlar branşlar bazında tutar bazlı veya hasarın oluş nedenine göre vb. gibi farklı şekillerde yapılabilir. Bu ayırımın sebebi, farklı yaklaşım ve prosedürlerle proses edilen hasarların birbirlerinin rasyolarını negatif/pozitif yönde etkileme riskini ortadan kaldırmak ve daha net bir görüntü elde edebilmektir.

Bir başka önemli konu ise; hasar dosyalarının durumunun tayini. “Bir hasarın ihbarından, bütün prosesin tamamlanarak dosyanın kapatılmasına kadar geçen süreyi” dosyanın yaşam döngüsü olarak düşünecek olursak, bu süre içindeki her hangi bir anda, dosyanın durumu için sayısız farklı statüler atanabilir (yeni dosya, evrak bekliyor, otorizasyonda, vb. gibi).

Ancak, dosya durumları karmaşıklaştıkça yapılacak analizler de anlamsız hale gelebilir. Bu sebeple, hasar dosyalarının statülerinin 4 ana grupta tutulması gerektiğini düşünüyorum (Diğer her türlü statü için farklı alt statüler tanımlanabilir): Açık, Kapalı, Yeniden Açık, Yeniden Kapalı. Bunun önemini biraz aşağıda açıklıyor olacağım.

Sigorta şirketlerinin hasar stratejileri en temelinde iki ana konu üzerinde yoğunlaşır: verimlilik artışı ve maliyet kontrolü.

Verimlilik, hem hasar departmanlarının ne kadar verimli iş yaptıklarını ölçer, hem de hizmet seviyesini yansıtması sebebiyle doğrudan müşteri memnuniyetini etkileyen unsurlar içerir.

En önemli verimlilik metrikleri arasında kapama rasyosu, ortalama dosya kapama süresi, ortalama ödeme süresi ve yeniden açılma rasyosu sayılabilir. Görüleceği üzere, bu metrikler aslında birbirleriyle çok yakından ilişkili ve her hangi birindeki performans diğerlerini de yakından etkilemekte.

Örneğin: Kapama rasyosunun yüksek olması, ayni zamanda hasarların hızlı bir şekilde ödendiğini veya kapatılabildiğini gösterir. Yüksek bir yeniden açılma rasyosu ise, hasar dosyalarının tüm işlemler bitirilmeden, yani verimsiz bir şekilde proses edildikten sonra kapatıldığını gösteren bir metriktir.

Çok önemsenmeyen, ancak çok önemli bir gösterge de, yeniden açılma rasyosudur. Ödenerek veya ödenmeden (örneğin red veya talepsizlik nedeniyle) kapatılan bir hasar dosyası, belirli bir süre içinde bir çok farklı sebeple yeniden açılabilir. Bazı durumlarda sigorta şirketi ile ilgili olmayan bir sebeple, örneğin yeni bir fatura veya evrak veya dava açılması gibi sebeplerle açılabileceği gibi, bir çok durumda prosesin doğru işlememesi nedeniyle kapatılan dosyalar yeniden açılabilmektedir.

Bunlar içinde en sık rastlananlar: KDV, eksper ücreti gibi ücretlerin tazminat ödemesi esnasında talep edilmemesi nedeniyle dosyalar kapatılmakta, bir süre sonra bu tarz bir talebin gelmesi ise dosya açma-ödeme-kapama operasyonunun tekrar edilmesine yol açabilmektedir.

Yüksek verimlilik, aynı anda yüksek müşteri memnuniyeti olduğunu göstermelidir. Bu nedenle, sürekli ve düzenli olarak müşteri memnuniyeti ölçülmeli, müşterilerin hasar hizmetine ilişkin verdikleri geribildirimler ciddiyetle analiz edilmelidir. Memnuniyet anketinde yüksek puan veren bir müşterinin, bu puanı olması gereken hizmeti alması karşılığı verdiği öngörülür. Bununla birlikte, düşük puan veren müşteriler, çok büyük bir oranda prosesteki aksayan bazı noktalarla karşılaşmıştır ve bu memnuniyetsizliklerini büyük bir hızla çevrelerine de yaymaktadırlar.

Alınan geribildirimlerdeki yorumlar dikkatle incelendiğinde, proseste aksayan noktaların ve de müşterilerin bunlara ilişkin beklentisinin ne olduğu açıklıkla ortaya çıkacaktır.

Bu nedenle, memnuniyet anketi sonuçları tutarlı olarak takip edilmeli ve bir hasar performans metriği olarak kullanılmalıdır.

Maliyet kontrolü, daha doğrusu maliyetlerin takibi ise biraz daha basit olmakla birlikte daha tehlikeli bir konudur. Çıkan sonuçların dikkatle analiz edilmeden kararlar alınması, çoğu zaman alınan kararların uzun vadede beklenen etkiyi doğurmaması, hatta ters yönde etki yaratması ile sonuçlanabilir.

Ortalama dosya maliyeti (kapanan ve tüm dosyalar için), ortalama ödeme tutarları, ortalama masraf ödemeleri, rücu/sovtaj oranları, “fraud” tasarruf oranları, tedarikçilerle yapılan özel anlaşmaların sağladığı fayda vs. gibi pek çok metrik maliyetlerin kontrolüne ilişkin performans kriterleri olarak izlenebilir.

Daha önce belirttiğim gibi, önemli olan hasarların doğru sınıflandırılması ve yapılacak analizlerde doğru karşılaştırmaların yapılabilmesidir. İki dönem arasında şirketin portföy veya müşteri yapısında önemli farklılıklar oluşmuşsa, ya da düşük frekanslı bir branşta iki dönemden birinde büyük hasarlar var, diğerinde yok ise, yapılacak karşılaştırmalar çok sağlıklı olmayacak, bunlara dayanarak alınabilecek kararlar istenen sonuçları doğurmaktan uzak olacaktır.

“Sigorta Direkt” Türkiye ye Geliyor mu?

Gelişmiş ekonomilerde 2000 li yılların başından itibaren, sigorta şirketleri, maliyet avantajı yaratması isteği ile internet üzerinden kurdukları web sayfaları aracılığıyla “Direkt”  Satış’lara başladı.

Belirli bir dönem sonunda bu dağıtım kanalı çok hızlı büyüdü ve büyüyen pazardan daha fazla pay kapma yarışı başladı.

İlk ortaya çıkışında aracı komisyonu ödenmeyecek olmasından dolayı, sigorta şirketlerine özellikle zararlı branşlarda karlılık avantajı sağlanması hedeflenirken, bir sonraki stepte aracı komisyonunun poliçe prim tutarından indirilerek müşteriye sunulması yöntemine geçildi ve son aşamada da indirim tutarları aracı komisyonu tutarlarından da fazla gerçekleştirildi.

Bir de pazardan daha fazla pay alma telaşı ile gerçekleştirilen yüksek pazarlama harcamaları eklenince şirketler için kar’ı maksimize etmek için çıkılan yol, zararı maksimize eder hale geldi.

Trend’e baktığımızda 2 konu direkt satışların hızını kesti ve hatta bazı grupların direkt satıştan çıkması sonucunu doğurdu.

1- Birden fazla sigorta şirketinin ürünlerini karşılaştırmalı olarak sunan şirketlerin ortaya çıkması.

Sigorta şirketleri fiyatlama yaparlarken kendi istatistiklerinden faydalanırlar. X marka aracın portföyde kaç adet olduğuna bakılır, yıllara göre ne kadar prim yazılmış ne kadar hasar ödenmiş istatistiklerinden yola çıkılır ve üstüne müşterinin demografik istatistikleri eklenir ve nihai fiyatlama yapılır. Her sigorta şirketinin istatistikleri gerek prim ve gerek hasar olarak birbirinden farklıdır. Bu hesaplama yöntemindendir ki; aslında ucuz sigorta şirketi yoktur. Araç ve müşteriye göre ucuz poliçe vardır.

Bu nedenle direk satışlar yerine karşılaştırma sitelerinde insanlar kendilerine en uygun (İyi markaların daha hesaplı ürünlerini)  poliçeyi daha rahat bulur oldular. Ki bu süreç sadece sigortacılıkta değil perakendenin her alanında hızla yayıldı.

2- Aracı komisyonundan maliyet avantajı sağlanmak istenirken, rekabetten bu komisyonun da üstünde indirimli fiyatlamalar ve tanıtım giderleri ile zarar ortaya çıktı.

Çok sayıda Grup da bu alandan geri çekilmeyi tercih etti…

Önceki yazılarımda da üzerinde durduğum üzere; Türkiye de sigorta sektörü prim hacminin, önümüzdeki 10 yıllık dönemde 3’e katlanması bekleniyor.

Bireysel müşteriye ulaşma trendleri değişti, hızla değişiyor ve sektörün geleceği de “daha fazla bireysel müşteriye ulaşma” stratejisi üstüne kurgulu.

 Bir taraftan da kar-zarar arasında gidip gelen motor branşı sonuçları var. Öncelikle aracıların komisyonlarından tasarrufla bu rakamları kar’a döndürmek ve aynı zamanda daha fazla bireysel müşteriye ulaşmak amacıyla, Sigorta Direkt satış kanallarının oluşumuna, bu konuda yurt dışı tecrübeleri olan grupların yakın zamanda başlayacağını düşünüyorum.

Bakalım yeni yılda sektördeki yeniliklerden bir tanesi “Direkt Satışlar” olacak mı?

2.5-month Evaluation of www.sigortadukkanim.com

We started www.sigortadukanim.com on April 20, 2011 based on the “growth enthusiasm” in internet business in Turkey, and on the ambition to offer insurance services to retail customers throughout the Country.

On October 13, 2011, our site was live.

Now that our company is operational for 2.5 months, I think it is a good time to share some of our achievements:

-We are one of only two real on-line insurance brokerage companies in the Turkish Market.

– Until December 29, 2011, our site has been visited 146.454 times. 118.823 unique visitors have surfed our pages 665.544 times.

– Despite being a very young company, the site ranking climbed up to number 2.427 among Turkish internet sites according to Alexa, and continues to increase in the ranks day by day.

– Our daily number of visits has reached 3.000 and is increasing everyday.

– During this period, we have produced 9.464 insurance policy proposals. People are getting used to buying their policies online: our daily on-line sales has reached 15 policies and continues to increase.

– We became one of the most efficient tools to reach football fans for insurance companies in their partnerships with football clubs (Galatasaray, Bursaspor, Trabzonspor, Orduspor, i.e.).

 – Within the first 2.5 months, we started a partnership with Turkcell, Turkey’s leading telecommunications company, to enable its customers under “İşte Kazan Program”, Turkcell’s corporate loyalty program, to purchase insurance policies at favourable discounts.

 – We became the first and only channel in Turkey to offer online purchasing of DASK (Turkish Catastrophe Insurance Pool) policies through 3 insurance companies with the suitable infrastructure.

 – We believe we have brought a new colour to the insurance communications via our fun radio jingles currently on air.

– We provided consumers fast and easy access to 20 insurance companies with the motto “there is no cheap insurance company – there is a cheaper policy for every customer and vehicle”

– We helped improve the insurance awareness of consumers. This is because consumers can compare products and coverages, analyze brands, understand what to do in case of a claim, find the value of their vehicles and have access to many other references through our site with an easy to understand, non-technical language.

– Our ambition grows further for the new year with these results.

We chose ourselves a colourful logo.

We wish our customers and business partners a year as colourful as our logo in 2012.

www.sigortadukkanim.com 2.5 Aylık Değerlendirme

www.sigortadukkanim.com u Türkiye de internet sektöründeki “büyüme heyecan’ı” ve sigortacılık sektöründe bireysel müşteriye daha fazla ulaşabilme beklentisi üzerine, 20.Nisan 2011 de  kurduk.

13 Ekim 2011 tarihinden itibaren de sitemizi hayata geçirdik.

2.5 aylık döneme ilişkin verileri sizlerle paylaşmak istedim.

-29.12.2011 tarihine kadar sitemiz 146.454 defa ziyaret edildi. 118.823 tekil kişi 665.544 defa sayfalarımızı gezdi.

-Yeni bir şirket olmasına karşın Alexa tarafından Türkiye de faaliyet gösteren internet siteleri içerisinde sıralamada 2.427. sıraya yükseldi ve gün ve gün sıralama yukarıya çıkıyor.

-Günlük ziyaret adedimiz 3.000 lere ulaştı ve her gün artıyor.

-Bu arada 9.464 adet sigorta teklifi üretildi. İnsanlar on-line sigorta almaya da alıştılar günlük satış adetleri 15 e ulaştı.

-Sigorta şirketlerinin futbol klupleri ile yaptıkları işbirliklerinde, şirket ürünlerinin futbol taraftarlarına en etkin ulaşma yollarından bir tanesi olduk.

-2.5 aylık dönemde Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden Turkcell ile işbirliğine gittik ve  İşte Kazan programında yer alan müşterilerin daha uygun şartlar ile sigorta poliçesi satın almalarına imkan verdik.

-Türkiye de bir ilke imza atıp, DASK poliçesini altyapıları uygun 3 şirket ile on-line satın alınabildiği tek kanal olduk.

-Hareketli radyo cıngıllarımız ile sigorta iletişimine de yeni bir renk kattığımızı düşünüyoruz.

-“Ucuz Sigorta Şirketi yoktur, müşteri ve araca göre daha ucuz poliçe vardır” şiarından hareketle, 20 sigorta şirketi ile bireysel müşterilere daha hızlı ulaşma imkanı sağladık.

-Müşterilerin sigorta bilincinin artmasına ciddi katkı sağladık. Çünkü müşteriler teknik olmayan bir dil ile ürünleri karşılaştırıyor, teminatlara bakıyor, markaları inceliyor, hasarda ne yapması gerektiğini görebiliyor, araç değerlerini buluyor ve sigortacılıkta daha pek çok alanda referans olarak sitemizi ziyaret ediyorlar.

-Yeni yıl için heyecanımız, bu sonuçlara bakınca daha da arttı.

Kendimize rengarenk bir logo seçtik.

2012 yılında en az bizim logomuzdaki renkler kadar rengarenk bir yılı, tüm müşterilerimize ve iş ortaklarımıza diliyoruz.

Growth is Also Essential

When we check October 2011 GI Growth figures launched by TSRSB, there is 21.48% growth of the total Turkish GI market.

But when we chance our perspective; absolute growth is almost 2 billion TL. And 39% of that figure have been realized by first two player of the market. And each of their new written business is more than total (existing+new business) GWP of the companies ranking second 10.

Second observation is that, 50% of the absolute new business have been realized by the first 11 companies.

Nowadays Sector’s main topic is profitability but players should also focus on  growth otherwise it will be more and more difficult to catch market leaders with organic growth.

 

 

Dikkat! Büyümek te Lazım

 

Ekim sonu TSRSB rakamları açıklandı. Buna göre, Türkiye de Hayat Dışı Sigortacılık %21.48 büyüyor.

Tabloyu biraz da farklı gözle değerlendirdiğimizde; geçen sene aynı döneme göre sektör mutlak değer olarak, yaklaşık 2 milyar TL büyümüş. Bu büyümenin de %39’luk kısmını sektörün ilk 2 oyuncusu gerçekleştirmiş.

İlk 2 oyuncunun her birisinin bu dönemde yazdığı yeni iş ilk 10 dan sonraki şirketlerin, aynı dönemdeki toplam üretiminden daha fazla olmuş.

Mutlak değer olarak da büyüme rakamının %50 sini ilk 11 deki şirketler yapmış.

Sektörün genellikle odaklandığı nokta karlılık iken, büyüme rakamlarına da odaklanmak gerekliliği bu tabloda çok açık ortaya çıkıyor.

 

On-line Sigorta Alın

Sigorta Sektörü, Türkiye deki  pek çok diğer sektörden daha fazla regülasyona tabidir. Sigorta Sektörü’nde yer alan oyuncular (şirket, aracılar, eksperler vb. gibi) başta Hazine Müsteşarlığı olmak üzere ilgili kurumlar tarafından düzenli olarak, raporlar üzerinden ve de gerektiğinde fiziken denetlenmektedir.

Sigorta poliçeleri kıymetli evrak değildir. (Nakliyatta kullanılan bazı sigorta poliçeleri kapsam dışında tutulabilir.)

Üstelik Sigorta Şirketleri ile müşteriler arasında yaşanabilecek uzlaşmazlıklarda pek çok destek kurum bulunmaktadır.  Sigorta Tahkim mekanizması çalışmaktadır ve de her türlü dava başvurusu hakkı bulunmaktadır.

Bir sigorta poliçesinde belirtilmiş sigorta teminatlarının korumasının başlaması için; poliçenin ilgili sigorta şirketinin kayıtlarında oluşmuş olması (hangi yasal aracı aracılığı ile satılmış olursa olsun) ve poliçe (sözleşme) üzerinde belirtilen ödeme alternatifine göre peşinat veya ilk taksitin ödenmiş olması, yeterlidir.

Yasal aracılar (Acente, Broker, Banka) veya sigorta şirketlerinin web sayfalarından direkt poliçe satın alan müşteri, poliçesinin kaydının oluştuğu bilgisi ve peşinat veya taksidinin yattığına dair bilgiyi aldığı andan itibaren, poliçede yer alan teminatlarının başladığını kabul edebilir. Satın alınan Poliçenin fiziken (basılı olarak) teslim alınmamış olması veya sistemden alınıyorsa çıktı alınmamış olması da önemli değildir. Önemli olan sigorta şirketi sisteminde bu poliçenin yaratılmış olmasıdır.

Konuyu en güzel açıklayacak örnek. Trafik poliçeleri olabilir. Poliçeyi, örneğin sigortadukkanim.com dan satın aldınız. İşlemler sırasında kredi kartından peşin veya şirket ile anlaşılan vadede ilk taksidi ödediniz. Elinizde fiziken poliçe olmasa dahi trafiğe çıktığınızda, TRAMER ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasındaki sistemin otomatik olarak çalışması neticesinde artık Trafik Polisleri ekranlarından o plakaya ait trafik poliçesinin varlığını izleyebilmekteler.

Hal böyle iken, online Bankacılık işlemleri çok yaygın olarak kullanılabiliyorken  ve de Türkiye de en çok online satış yapan siteler içerisinde ayakkabı satıcıları gibi teslimata kadar denemeden, görmeden satın alınabilen  ürünler varken sigorta poliçelerini neden online satın alma alışkanlığını edinmiyoruz?

Kesinlikle zor değil, karmaşık değil? Riski de pek çok online alışveriş riskinden daha az ve kontrol mekanizması daha sıkı.

Online sigorta satışları ile poliçeler üzerindeki teminatları da kendiniz görüp, daha bilinçli sigorta tüketicisi haline gelme imkanı da var.

Gelin bir poliçenizi de online seçin ve online satın alın.

Kritik CEO Kararı-IT

Sigorta Şirketi yönetim sorumluluğunu taşıdığım dönemde aldığım en kritik kararlardan bir tanesi; “Şirketin kullandığı software’in kaynak kodlarını satın almak ve bu kaynak kodlarının bir taraftan bakımlarını yaparken, bir taraftan da baştan sona yeniden yazılımını sağlamaya dönük kalabalık sayılabilecek bir IT ekibi oluşturmaktı.”

Proje süresince üretime doğrudan katkısı olmayan ve çalışan sayısını neredeyse %10 artıran bu stratejik kararın sonuçlarını görebilmek için en az 2-3 yıl sabretmek gerekti. Bu dönemde rakiplerden daha fazla genel gider yaratıldı. Her Yönetim Kurulu toplantısı’nda da “tekrar tekrar” projenin gelecekte yaratacağı olumlu beklentiler, üyelere anlatıldı.

Yöneticilerin ortalama 3 yıllık görevde kalma sürelerine bakıldığında, karar riskliydi. Yatırımı siz yapıyorsunuz ama, şirkete katkılarını siz göremeyebilirsiniz.

Yeni yatırımımıza başladığımızdan bu yana, o dönemde aldığımız kararın ne kadar doğru olduğunu daha net gördüm.

Hızla büyümekte olan sigorta potansiyelinden, rakiplerden daha fazla pay alabilmek, “çağın gerekleri ve müşteri ihtiyaçlarına” ve de çalışan sayısını artırmadan hızla uyum sağlamak için, Sigorta Şirketlerinin IT altyapılarının uygun olması ve de bu altyapının her dakika doğabilecek  yeni ihtiyaçlara hızla cevap verebilmesi, kritik bir başarı faktörü.

Sektörde Yazılım altyapısı olarak;

-Kendi IT altyapısını kullanan,

-Yurtdışında bağlı olduğu grubun IT altyapısını uyarlayarak kullanan,

-Sektöre hizmet veren software firmalarının ürünlerini kullanan,

olmak üzere 3 grup sigorta şirketi var.

Kendi geliştirdiği veya Grubuna ait Yazılım’ı kullanan ve bakımını kadrosundaki ekiplerin yaptığı şirketler, gelişmekte olan IT ihtiyaçlarını çok çabuk ve en doğru şekilde karşılayabilirken, Yazılım’ını outsource eden şirketler ihtiyaçları için ilgili Yazılım firmasının iş yoğunluğunda sıraya girmekte ve her bir geliştirme için zaman ve proje bazında ayrıca maliyete katlanmaktalar.

Son dönemde gözlemliyorum ki,  IT firmalarının bir kısmı,  herhangi bir proje geliştirmesi ile sigorta şirketine yazılacak prim, kesilecek poliçe üzerinden orantısal ücretler talep etmeye başlamışlar.

Sigorta şirketlerinin asıl iş alanında poliçe veya prim bazında fiyatlama talebi ile yazılım geliştirmeleri ve bu bedeli ödeseler dahi uzun iş bitim sürelerine tabi olunması, zaten marjı dar olan karlılıkları daha da olumsuz etkileyebilecek ve uzun vadeli ek maliyetler yaratabilecektir.

Bu tarz talepleri gördükçe; “İyi ki o gün, o kararı almışız. Süre ve sabır maliyeti olsa da kendi Yazılım’ımızı geliştirmişiz.” diye düşünüyorum.

Aynı konu ile ilgili diğer yazı için tıklayın.

Turkish Insurance Sector October 2011 Results

Turkish Insurance Sector October 2011 results have been launched. GI figures are shown below.

Though competition have been continuing on the top.

Surprize with its growth of last two years in the market  is Ziraat Sigorta A.Ş. that works with T.C. Ziraat Bank as main distrubution channel.

Ziraat Sigorta established 2 years ago, has rated number 11th.

Q3 Turkey’s cumulative GDP growth realized 9.6%. End of October GI market’s GWP growth is 21.48%.

 

Ben Seçerim Sigorta

Sigorta İletişiminde farklılık yapmak gerekli dedik. Durumdan vazife çıkarttık ve Sigortadükkanim.com için neşeli bir radyo cıngılı oluşturduk. Bugünden itibaren ulusal radyoların pek çoğunda dinleyebileceksiniz.

“Ben Giderim Batum’a” herkesin sevdiği anonim bir Artvin Türküsü. Kıpır kıpır, enerjik, neşeli. Biz bu güzel türkünün ezgisine sigortadukkanim.com’u anlatan sözler yazdık. Şöyle oldu:

Ben seçerim sigorta da, sigortadükkanım’da

Trafikten kaskoya, dasktan tüm konutlara

Karşılaştır, sen seç durma

İnternetten birkaç tıkla

Sigorta al en son hızla,

Sana özel fırsatlarla, heyyy.

Dinlerken eğlendirsin istedik. Umarım başarılı olmuşuzdur.

Ben Seçerim Sigorta.

Ben, hemen telefon melodim yaptım.

Enerji veriyor.

Bugünlerde de en çok ihtiyaç duyduğumuz şey değil mi?